HAK-İŞ KONFEDERASYONU BAŞKANLAR KURULU
SONUÇ BİLDİRİSİ
18 Nisan 2016 / Bakü, AZERBAYCAN
HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanlar Kurulu, Türkiye ve Azerbaycan ile ulusal ve uluslararası sorunlarda sendikaların rolü, taşeron işçilerin kamu kurum ve kuruluşları bünyesine atanmaları ile ilgili yaşanan son gelişmeler, mevsimlik ve geçici işçi sorunu, kıdem tazminatı, esnek çalışma, özel istihdam büroları, 1 Mayıs Kutlamaları ve HAK-İŞ V. Kısa Film Yarışması gündem maddeleri ile 15 Nisan 2016 tarihinde Azerbaycan’da Azerbaycan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (AHİK) işbirliğinde toplanarak aşağıdaki kararları almıştır:
1. Azerbaycan’ın Haklı Davasına Destek Çağrısı: Azerbaycan’da Sivil Toplumun Gelişmesine Yardım Derneği, Dağlık Karabağ ve bölgeye komşu diğer toprakların Ermenistan işgal politikalarına dair Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) 2085 sayılı raporuna ilişkin karara resmi bir cevap verilebilmesi amacıyla Beyaz Saray’a “Adaletin Sağlanması ve Büyük Facianın Önlenmesi Adına” başlıklı dilekçe ile çağrıda bulunmuştur.
HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanlar Kurulu, Ermeni işgali altındaki Dağlık Karabağ topraklarında işgalin son bulması için uluslararası farkındalık oluşturmayı hedefleyen imza kampanyasına destek vermekten duyduğu mutluluğu ifade eder.
Türkiye ve Azerbaycan’ın derin kardeşlik bağları ile birbirine bağlı olduğuna dikkat çeken HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, bu sorumluluğun gereği olarak bütün üyelerimize kampanyaya imzalarıyla destek vermesi çağrısında bulundu.
Kampanyaya katılımının uluslararası alanda farkındalık yaratılması ve Azerbaycan’ın davasına sahip çıkılması açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, üyelerimiz tarafından verilecek her imza ve desteğin Azerbaycan topraklarını işgal eden Ermenistan’ın kınanması, ABD ve Avrupa Konseyi’nin olaya duyarsız kalmaması açısından son derece önem taşıdığına dikkat çekti.
Kampanyaya www.isgaledurde.com internet sitesindeki linke tıklayarak katılmak mümkün. Katılımcıların, linkte bulunan ad, soyad ve mail bölümlerini doldurduktan sonra mail adreslerine gelen onay postasına mutlaka cevap vermesi gerekiyor.
2. Taşeron İşçilerinin Özel Sözleşmeli Personel Statüsüne Geçirilmesine İlişkin HAK-İŞ Konfederasyonu'nun İtiraz ve Önerileri Dikkate Alınsın: Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, 22 Mart 2016 tarihli AK Parti TBMM Grup Toplantısında, asıl iş-yardımcı iş ayrımı yapılmadan kamuda taşeron olarak çalışan bütün işçilerin kamu kurumları bünyesine alınacağını açıklamıştır.
Söz konusu açıklama, HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, öteden beri dile getirdiğimiz “taşeron sisteminin sürdürülebilir olmadığı” ve “taşeron sisteminin iflas ettiği” hususlarına yönelik tespitlerimizin haklılığının teyidi olmuştur. Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in kapsamlı ve haklı mücadelesinin sonunda nihai olarak da Başbakanımızın “dışarda kalan tek bir taşeron işçisi kalmayacak” yönündeki açıklamalarıyla, kamuda taşeron anlayışı ve sisteminden vazgeçilmesi çalışma hayatı için önemli bir gelişme olmuştur.
Kamuda kangren halini almış olan taşeron sisteminin Sayın Başbakanın talimatıyla asıl iş- yardımcı işayrımı yapılmaksızın ortadan kaldırılacak olması önemli bir adımdır. HAK-İŞ olarak bu durumu çalışma hayatı açısından olumlu buluyor ve destekliyoruz.
Ancak, daha sonra Maliye Bakanımız Sayın Naci Ağbal tarafından, taşeron işçilerin işçi statüsünden çıkartılarak yeni bir statü ile çalışacaklarına dair yapılan açıklamalar, beklentileri karşılamamıştır. Başbakanımızın açıklamasından sonra üyelerimiz ve tüm taşeron işçiler nezdinde oluşan sevinç, yerini üzüntü, endişe ve hayal kırıklığına bırakmıştır.
HAK-İŞ olarak talebimiz, tüm taşeron işçilerin sendikal haklara sahip “kadrolu işçi” olarak çalıştırılmasıdır. Ancak, Maliye Bakanı’nın yaptığı açıklamalardan anlaşılıyor ki;
Kamu kurum ve kuruluşlarında 4 A, 4 B, 4 C, 657 gibi statü farklılıklarının ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmaların tartışıldığı bir dönemde, Taşeron çalışanlar için kamuda yeni bir statü oluşturulması varolan sorunlara yeni sorunlar ilave edecektir.
Söz konusu açıklamalara ilişkin itiraz ve önerilerimizi şu şekilde sıralayabiliriz:
-Şu anda yürürlükte olan 6552 sayılı kanunla kamuda taşeronlar yanında çalışan işçilere sendikalı ve toplu sözleşmeli olma hakkı tanınmış, kıdem tazminatlarının kamu kurumları tarafından ödenmesi benimsenmiş olmasına rağmen, bugün önerilen “özel sözleşmeli personel” statüsü ile çalışanların serbest toplu pazarlık ve işçi sendikalarına üyelik hakları ellerinden alınmaktadır.
-Hatta yüz binlerce taşeron işçisinin halen devam etmekte olan toplu sözleşme süreçleri, getirilmek istenen özel sözleşmeli personel statüsü ile tamamen ortadan kaldırılmaktadır.
-Taşeron işçilerden özel sözleşmeli personel statüsüne geçebilmeleri için mevcut kıdem tazminatı ve diğer işçilik haklarından vazgeçmeleri istenmektedir. Açıkçası, 6552 sayılı kanunla verilen haklar yeni statü ile çalışanların elinden geri alınmaktadır.
-Yapılmak istenen düzenleme, işçi sendikalarının örgütlenme özgürlüğüne müdahale niteliğindedir. Bu müdahale sonucunda, HAK-İŞ Konfederasyonu üyelerinin yarısı (220.000 üyesini) kaybetmektedir. HAK-İŞ Konfederasyonuna üye sendikalardan 5’i üyelerinin tamamını ve toplu sözleşme imzalama ehliyetini kaybetmektedir.
-63. Hükümet döneminde, 2015 yılında karayollarında çalışan binlerce taşeron işçisi Karayolları Genel Müdürlüğü'nde sürekli işçi kadrolarına geçirilmişken, bugün yüz binlerce taşeron işçisinin 657 sayılı kanuna tabi özel sözleşmeli personel statüsüne geçirilmek istenmesi ciddi bir çelişkidir.
-Kamu kurumlarında yıllardır taşeron şirketlerde çalışan işçiler, statü değişikliğiyle, işçi olmaktan çıkarılmak istenmektedir. Bunun sonucunda, kamuda taşeronlar yanında çalışan işçilerin, Anayasanın 53. Maddesi ile güvence altına alınan ve 6356 ve 6552 sayılı Kanunlardan doğan serbest toplu pazarlık ve işçi sendikalarına üyelik haklarına son verilmek istenmektedir. Bu yönde yapılacak düzenleme, Anayasanın 53. ve 128. Maddelerine, Avrupa Sosyal Şartına, ILO’nun 98 sayılı Sözleşmesine ve 198 sayılı tavsiye kararına aykırı olacaktır.
-Taşeron işçilerin, kıdem tazminatı ve kazanılmış haklar gibi mevcut işçilik haklarından vazgeçmek karşılığında özel sözleşmeli personel statüsüne geçirilmek istenmesi anayasal güvenceler, ILO normları ve Avrupa Sosyal Şartıyla birebir çatışmaktadır.
-Belediyeler ve İl Özel İdarelerinde çalışanlar yönünden yapılmak istenen düzenleme ise, var olan durumdan daha iyi olmakla birlikte, çalışanların ve Sendikalarımızın taleplerini tam olarak karşılamamaktadır. Talep ve beklentimiz, belediyeler ve il özel idarelerinde taşeron şirketlerde çalışan işçilerin belediyelerin sürekli işçi kadrolarına atanmasıdır.
3. Geçici İşçilerin Sorunları Çözülmelidir: 21 Nisan 2007’de yürürlüğe giren 5620 sayılı Kanun ile hem kamuda geçici işçi çalıştırılmasına büyük bir kısıtlama getirilmiş hem de 2007 yılına kadar 12 ay çalışma imkanına sahip olan geçici işçilerin çalışma süresi 6 ay ile sınırlandırılmıştır.
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu olarak, bu düzenleme nedeniyle kadrosuz işçilerin yılın sadece 5 ay 29 gününde çalıştırılması ve yılın diğer yarısında işsiz kalmaları nedeniyle büyük bir mağduriyet yaşandığı görüşündedir.
Emeklilik, malullük gibi konularda da çok ciddi sıkıntılar yaşayan bu işçilerin sıkıntılarının giderilmesi ve çalışma hayatında huzurun sağlanması açısından HAK-İŞ Başkanlar Kurulu olarak gereken mücadeleyi vermekteyiz.
Konfederasyonumuz ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında imzalanan 04/06/2015 tarihli Kamu Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Anlaşması Protokolünde taahhüt edilmesine rağmen; 5620 sayılı kanuna tabii olarak çalışan mevsimlik ve geçici işçilerin çalışma sürelerine ilişkin bugüne kadar müspet bir düzenleme yapılmamıştır. Bu durum, kamuda 5 ay 29 gün süreyle çalışması sınırlandırılan geçici ve mevsimlik işçilerin yaşadığı sorunları daha da derinleştirmiştir. HAK-İŞ Başkanlar Kurulu olarak, söz konusu Protokol çerçevesinde taahhüt edilen düzenlemelerin ivedilikle hayata geçirilmesini talep etmekteyiz.
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu olarak, Orman Genel Müdürlüğü, ÇAYKUR ve belediyelerde çalışan geçici ve mevsimlik olarak çalışanların mağduriyetlerinin giderilebilmesi için 5620 sayılı Kanunda düzenlemelere gidilmesi gerektiği vurgusunu bir kez daha yapmaktayız.
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu olarak, gerek kamuda çalışan taşeron işçilerinin işçi statüsünde kamu kurumlarında istihdamı, gerekse 5620 sayılı kanuna tabii işçilerin sorunlarının yukarıda dile getirdiğimiz itiraz ve önerilerimiz doğrultusunda, sosyal diyalog çerçevesinde sosyal taraflarla görüşülmesi yoluyla çözüme kavuşturulmasını talep etmekteyiz.
Kıdem Tazminatı Hususunda Kazanılmış Haklar Korunmalı ve Kıdem Tazminatı Yeni Güvencelerle Geliştirilmelidir: HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, Kıdem Tazminatı konusunda istisnasız her bir çalışan için güvence altına alınacak, haksızlıkların, adaletsizliklerin yaşanmayacağı bir sistemin geliştirilmesini talep etmektedir. Çalışanların kıdem tazminatına hak kazanma ve alma konularında yaşadıkları sorunun çözümü için bu hakkın garanti altına alınması gerektiğine inanmaktadır. HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, kıdem tazminatında kazanılmış hakların korunmasını ve yeni güvencelerle geliştirilmesini istemektedir. HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, Kıdem Tazminatı konusunda bir fon oluşturulması yönündeki tartışmaların yapıcı bir anlayışla sürdürülmesine inanmaktadır.
4. Güvenceli Esneklik, Sosyal Diyalog Yoluyla Tartışılmalıdır: HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, İşsizlikle mücadele çerçevesinde işgücü piyasasına ilişkin sosyal politika önerilerinin sadece “esnek çalışma düzenlemeleri” ekseninde tartışılmasının eksik bir bakış açısı olduğu kanaatindedir.
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu olarak, sosyal güvenlik ve güvence boyutu hala tam olarak düzenlenmemiş olmasına rağmen yeni esnek çalışma modellerinin uygulamaya konmak istenmesini yanlış buluyoruz.
İnsana yakışır iş perspektifiyle düzenlenmiş, sosyal güvenlik bağlantısı kurulmuş “güvenceli esnek çalışma” modelleri, işgücü piyasasına girişte zorluklar yaşayan kadınlar ve gençlerin, doğum nedeniyle işgücü piyasasından uzun süre uzak kalan kadınların dezavantajını gidermek amacıyla tam zamanlı istihdama zorunlu bir alternatif olarak değil zorunlu bir “tercih” olarak ve geçici bir araç olarak değerlendirilmelidir.
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, esnekliğin güvencesinin garanti altına alınmasını temel şart koşar.
5. Özel İstihdam Bürolarına İlişkin İtiraz ve Önerilerimizin Dikkate Alınmasını İstiyoruz: İş ve işçi bulmaya aracılık yapmak üzere özel istihdam bürolarının kurulması konusu zaten 4857 sayılı İş Kanunu ile yürürlüğe girmiştir. Ancak HAK-İŞ Başkanlar Kurulu olarak, bu büroların aracı kurum olma niteliğinden çıkarılarak doğrudan işverenmiş gibi çalışmalarına ilişkin yapılmak istenen yasal düzenlemelere ilişkin önemli itirazlarımız bulunmaktadır.
HAK- İŞ Konfederasyonu, ister siyasal iktidardan isterse işverenden gelsin, istihdamı artırmaya, iş hukukunun koruma şemsiyesi altına herhangi bir nedenle giremeyen kayıt dışı çalışanların iş hukukunun koruması altına almaya, çalışma hayatı ile aile hayatını birbiriyle uyumlu hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin yanındadır. Ucuz işçiliğe, örgütlenme özgürlüğüne, kazanılmış haklara yönelmemiş, güvenceli esneklik istihdama da karşı değildir. Ancak şuanda gündemde bulunan ilgili tasarının tam olarak tartışılmadığı, sosyal tarafların düşüncelerini yansıtmadığı, ucuz işçiliğe neden olacağı, örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayacağı ve kazanılmış haklara yönelik olması gibi nedenlerle çeşitli itirazlarımız bulunmaktadır.
HAK-İŞ Konfederasyonu, meşru ve masum amaçlar arkasına gizlenmiş esnek çalışma modellerinin, işçilerin mevcut kazanımlarının boşa çıkartılması, daha ucuz işgücü sağlanması, zaten zayıf olan sendikal örgütlenmenin daha da zayıflatılması, iş güvencesi veya kıdem tazminatı hükümlerinin arkasından dolanılması suretiyle işçilerin zarara uğratılması amaçları için birer araç olarak kullanılmasının, esnek çalışma modelleri ile ikincil ve ötelenmiş bir işçi sınıfının oluşturulmasının kesinlikle karşısında olduğuna dikkat çeker. Bu konuda, benzer şekilde esneklik amacıyla ihdas edilmiş olan Alt İşverenlik uygulaması ve bugün karşı karşıya kaldığımız sorunlar dikkate alındığında, bu yöndeki endişelerimizin haklılığı da ortadadır.
Getirilecek her türlü esnek çalışma modelinde, yukarıda sayılan hususların kırmızı çizgilerimiz olduğuna dikkat çeken HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, söz konusu tehlikeleri bertaraf eden ve işçi sınıfının refahına, istihdamın artırılmasına yönelik her türlü adımın da yanında olacağına vurgu yapar.
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, gerek 181 sayılı ILO sözleşmesi gerekse 2008/104/EC sayılı AB direktifi ve üye ülke uygulamaları ekseninde itirazlarımızın dikkate alınarak tasarıda gerekli değişikliklerin sosyal taraflarca tekrar değerlendirilmesini talep eder.
6. Daha Demokratik, Daha Özgür, Yeni Sivil ve Demokratik Bir Anayasayı Hayata Geçirilmeli:
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, Türkiye’nin demokratikleşme yolunda attığı adımlara ve yeni anayasa çalışmalarına ilişkin desteğini ifade eder. HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanlar Kurulu, yeni; sivil ve demokratik bir Anayasa talebini daha güçlü bir şekilde dile getirmektedir. HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, Türkiye’nin daha demokratik, daha özgür, yeni sivil ve demokratik bir anayasayı biran önce hayata geçirmesine ilişkin talebini bir kez daha ifade etmektedir.
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in de aralarında bulunduğu 16 Sivil Toplum Kuruluşu’nun tam destek verdiği Türkiye Anayasa Platformu başta olmak üzere yeni Anayasa konusunda yürütülen çalışmaları, toplumun bütün kesimlerinin beklentilerini ortaya koyması açısından son derece olumlu bulmakta ve bu çalışmaların biran önce yeni anayasa ile sonuçlanmasını beklemektedir.
7. Terörün Biran Önce Son Bulmasını İstiyoruz: HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, terörün her türlüsüne karşı olduğunu vurgular. HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, Türkiye’nin devleti, milleti ve kurumlarıyla bir bütün halinde terörle mücadele konusunda daha aktif ve etkin çalışmaları hayata geçireceğine olan inancını vurgular.
Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü hedef alan terör saldırısını nefretle kınayan HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, hain saldırılarda hayatını kaybeden şehitlerimize Yüce Allah’tan Rahmet, milletimize ve ailelerine sabır ve başsağlığı, yaralılara da geçmiş olsun dileğinde bulunur.
HAK-İŞ Başkanlar kurulu, terör saldırıların amacının, ülkemizin huzur ve istikrarını bozmak ve toplumda bir korku havası ve kaos ortamı yaratmak olduğuna dikkat çekerek, milletimizi ayrıştırarak, ülkemizin huzurunu bozmaya, kaos ve istikrarsızlık ortamı yaratmaya çalışanlara prim verilmemesinin önemine dikkat çeker.
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, terörün ve şiddetin biran önce son bulması, kardeşlik, huzur ve güven ortamının egemen olması için, toplumun bütün kesimlerinin daha soğukkanlı ve sağduyulu olması ve Türkiye’nin barışçıl bir geleceği için katkı yapması gerektiğine inanır.
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, sivil toplum kuruluşlarının, akademisyenlerin, bireylerin, kurumların ve halkın bu barışçıl geleceği kurmak için sağduyulu çalışmalar yapması ve katkı vermesi çağrısında bulunur.
Terörün olduğu yerde üretim olmaz, üretimin olmadığı yerde huzur olmaz. Terörden en fazla çalışma hayatı etkilenmektedir. HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, kardeşçe yaşamayı, toplumsal bazda, etnik kimlik, mezhep ve dini farklılıklarımızı zenginliğimiz sayar. Terörle mücadeleyi bunlardan ayrı tutar. Teröre yardım ve yataklık edenlerin hukuk devleti çerçevesinde en ağır şekilde cezalandırılmasını ister.
8. 1 Mayıs Kutlamaları: HAK-İŞ Konfederasyonu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü “Taşeron Çalışanlara İşçi Kadrosu İstiyoruz, Geçici ve Mevsimlik İşçilerin Sorunları Çözülsün, Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet ve Yeni Anayasa” sloganlarıyla Türkiye’nin kültürel ve önemli sanayi kentlerinden biri olan Sakarya'da Kutluyor.
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, Türkiye’nin kültürel ve önemli sanayi kentlerinden biri olan Sakarya'da daha önce Konya, Kayseri ve Karabük ve Ankara’da yaptığımız gibi emekçilerin yoğun katılımıyla tarihi bir 1 Mayıs kutlaması gerçekleştirmeyi hedeflemektedir.
HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanlar Kurulu, etkin 1 Mayıs kutlanmasına büyük önem atfetmekte ve Türkiye'nin kültürel ve önemli sanayi kenti olan Sakarya'da büyük bir katılımla görkemli bir 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlama kararlılığını ortaya koymaktadır.
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, emek mücadelesi veren, farklılıklarıyla barış içinde yaşayan, daha güçlü, daha özgür bir Türkiye için alınteriyle üreten, yeryüzünün bütün mazlum ve mağdurlarının yanında olan Türkiye sevdalısı bütün Sakaryalıları 1 Mayıs coşkusuna, heyecanına ortak olmaya, 1 Mayıs’ı birlikte kutlamaya davet ediyoruz.
9. Mülteciler İçin Uygulanabilir, Sürdürülebilir Ulusal ve Uluslararası Politikalar Geliştirilmelidir: HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, sığınmacılar ile yerel halk arasında farklı dil, kültür ve yaşam tarzından kaynaklanan sorunlar yaşandığına dikkat çeker. Bu nedenle sığınmacıların kayıtlı çalışma, eğitim ve sağlık imkanları da dahil bulundukları toplum ile uyumlaştırma faaliyetlerine önem verilmesine vurgu yapar. Çünkü şuanda mülteciler, Türkiye’de kayıtsız olarak çalıştırılmaktadır. Biran önce bir düzenleme yapılarak, mültecilerin kayıtdışı çalışmasının önüne geçilmelidir. Bunlar yapılırken yüzde 10 kriterine uyulmalı ve Türkiye’deki örgütlü yapıya zarar verilmemelidir. HAK-İŞ Başkanlar Kurulu uyumlaştırma sürecinin başarılı yönetilmesi durumunda uzun vadede Türkiye’nin toplumsal zenginliği ve çok kültürlü yapısının gelişmesine katkı sağlayacağına inanır.
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, tüm göçmen ve sığınmacıların insani bir yaşam sürmeleri için teşkilatı ile birlikte, tüm küresel ve bölgesel mekanizmalarda yer alacak ve bu konudaki çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir.
HAK-İŞ, mültecilerin toplumsal uyumlarını sağlamak amacıyla göçmen konusu ve beraberinde getirdiği sorunlara ilişkin projeler uygulamaktadır. HAK-İŞ Başkanlar Kurulu göçmen konusuna ilişkin projeler uygulayıp geliştirme yönündeki kararlılığını bir kez daha ifade eder.
10. HAK-İŞ V. Kısa Film Yarışması: HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanlar Kurulu, Türkiye’nin büyük işçi konfederasyonlarından biri olan HAK-İŞ’in, klasik sendikacılık anlayışı yerine hayata ve insana dair her alanda faaliyet göstermekte ve Türkiye’nin gelişme yönündeki toplumsal dönüşüm sürecine katkısını sürdürmekte olduğunu vurgular.
İşçi hareketinin “güçlü, farklı ve özgün” bir sesi olmayı amaçlayan HAK-İŞ, sendikal alanda yenilikçi bir anlayışın öncüsü olma iddiasındadır.
Bu sendikacılık anlayışına uygun olarak Kültür ve Sanat Komitesiyle güçlenen HAK-İŞ, Emek temasıyla ve “Kısa Film Uzun İş” sloganıyla 2012 yılında başladığı Kısa Film Yarışmasının bu yıl beşincisini uluslararası katılımla daha da zenginleştirerek gerçekleştirecektir.
HAK-İŞ Başkanlar Kurulu, HAK-İŞ Kısa Film Yarışmasının Kültür Bakanlığı ile ortaklaştırılmasının yarışmanın gelenekselleştirilmesi açısından önemine işaret eder.
HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanlar Kurulu, emeğin sanata yansıması açısından amatör de olsa üye sendikalarımızın, üyelerine, teşkilat mensuplarına ve uluslararası işbirliği içerisinde bulundukları sendikalara yarışmayı duyurmaları ve katılmaları konusunda teşvik etmelerinin önemine dikkat çeker.
© 2021 HAK-İŞ Konfederasyonu