ARSLAN, “ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU BÜTÜN İŞÇİLERİ TEMSİL ETMİYOR”
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, asgari üret ve vergi sistemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Arslan, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısının daha demokratik, daha çoğulcu, daha katılımcı ve işçileri daha iyi temsil eden bir yapıya kavuşturulması gerektiğini belirterek, "Ülkemizde asgari ücretle çalışanlar toplam çalışanların yarısına tekabül ediyor. Umut ediyoruz ki, Türkiye’nin imkanlarıyla, işçinin sadece kendisini değil ailesini, çocuklarını da bir bütün olarak değerlendiren asgari ücret anlayışını inşa etmiş oluruz” dedi.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 23 Kasım 2019 tarihinde HAK-İŞ İstanbul İl Başkanlığı ve Konfederasyonumuza bağlı Hizmet-İş Sendikamızın 5 No’lu Şube Başkanlığı yeni hizmet binası açılışına katıldı. Açılışa Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Ümraniye Kaymakamı Suat Dervişoğlu, Şile Belediye Başkanı İlhan Ocaklı, Genel Başkan Yardımcımız Av. Hüseyin Öz, HAK-İŞ İstanbul İl Başkanı Mustafa Şişman, Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın başkan ve yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ile basın mensupları katıldı.
“Konfederasyonlar Üye Sayısı Oranında Asgari Ücret Tespit Komisyonunda Yer Almalı”
Açılışta konuşan Genel Başkanımız Mahmut Arslan, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu bütün işçileri temsil etmiyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısının daha demokratik, daha çoğulcu, daha katılımcı ve işçileri daha iyi temsil eden bir yapıya kavuşturulması gerekiyor” dedi.
Asgari ücret toplantılarının Aralık ayında başlayacağını anımsatan Arslan, “HAK-İŞ olarak baştan itibaren, Türkiye’de katılımcı ve çoğulcu bir yapının bütün alanlarda olmasını istiyoruz. Türkiye’de çalışma hayatında bazı komisyonlar tekelci bir yaklaşımla oluşturulmuş durumda. Örneğin Asgari Ücret Tespit Komisyonunda en büyük işçi konfederasyonu temsil eder diye 1970’lerden kalan bir düzenleme var ve bu bugünün Türkiye’sini temsil etmiyor. Yapılması gereken, her konfederasyonun üye sayısı oranında komisyonda yer almasıdır. Tüm konfederasyonlar asgari ücretin tespitinde konunun muhatabı olmak durumundadır. Bugün ne yazık ki asgari ücret tartışmaları bizim dışımızda cereyan ediyor” şeklinde konuştu.
Asgari ücretin ülkemizde ve dünyada farklı değerlendirildiğine dikkati çeken Arslan, Avrupa’da asgari ücret en alt ücret seviyesidir. Asgari ücretle çalışanların sayısı yüzde 2-3 oranındadır. Bizim ülkemizde asgari ücretle çalışanlar toplam çalışanların yarısına tekabül ediyor. Önemli bir toplu sözleşme yapıyoruz. Bu kadar önemli sayıda işçiyi temsil eden asgari ücretin sadece bir konfederasyona teslim edilmesi hakkaniyetli ve adil değildir. Bu durumda Asgari Ücret Tespit Komisyonu bütün işçileri temsil etmiyor. Pek çok alanda büyük devrimlere imza atan AK Parti Hükümetinin bu temsil adaletsizliğini de gidermesini istiyoruz. Umut ediyoruz ki, Türkiye’nin imkanlarıyla, işçinin sadece kendisini değil ailesini, çocuklarını da bir bütün olarak değerlendiren asgari ücret anlayışını inşa etmiş oluruz” dedi.
“Çalışanların Vergi Dilimleriyle Mağdur Edilmesini Kabul Etmiyoruz”
Konuşmasında TBMM’deki vergi düzenlemesi konusuna değinen Arslan, “HAK-İŞ olarak vergi sistemiyle ilgili yeni, farklı ve kapsayıcı bir vergi düzenlemesi yapılması konusunda çalışma yaptık. Bu çalışmayı bütün siyasi partilere sunduk. Vergi yasalarında yapılan değişikliğin özellikle yüksek gelir gruplarına yeni vergi koymak, turizm başta olmak üzere bütün dijital mecralardan vergi alınması, ülkemizi bir vergisiz cennet olarak görenlerden daha fazla vergi alınması konusunda hiçbir itirazımız yok. Ancak çalışanların vergi dilimleriyle mağdur edilmesini kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kapsamlı Bir Vergi Reformuna İhtiyacımız Var”
2007 yılında vergi dilimine yaklaşık 14 asgari ücretle girildiğini kaydeden Arslan, “2019 yılında 7 asgari ücretle yüzde 20 vergi dilimine giriyoruz. Bu demek oluyor ki, 2007’den itibaren çalışanların vergi ödemesi daha da artmıştır. Bizim arzumuz vergilerin tabana ve tavana yayılarak adaletli dağıldığı bir sistem olmasıdır. Aile yükümlülüğünü de içine alan bir vergi sisteminin Türkiye’ye getirilmesini istiyoruz. HAK-İŞ, TÜRK-İŞ ve DİSK olarak bu konuda ortak bir deklarasyonu ilk defa Türkiye kamuoyuna duyurduk. Taleplerimizin hükümet tarafından ciddiye alınmasını ve önümüzdeki günlerde kapsamlı bir vergi reformuna ihtiyacımız olduğunu ifade ediyoruz” diye konuştu.
Arslan, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminden sonra başlayan süreç bizim için zor, meşakkatli, yorucu ancak onurla ve gururla sonuçlandırdığımız bir mücadele olmuştur” dedi.
Bir kısım sendikalar tarafından HAK-İŞ’e bağlı sendikaların üyelerinin baskı ve tehditle sendika değiştirmeye zorlandığını belirten Arslan, HAK-İŞ’e bağlı sendikaların bütün zorluklara, baskılara, tehditlere karşı önemli bir duruş sergilediğini söyledi.
Arslan, “İstanbul’da meydanlarda, sokaklarda soylu bir mücadele yürüttük. Yetki mücadelesinin sonunda HAK-İŞ’e bağlı sendikalarımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde varlığını korumuş ve yeni dönem toplu iş sözleşmesi yapma yetkisini alacak sayıyı elde etmiştir. Bu başarılarından dolayı çaba gösteren bütün arkadaşlara ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi.
31 Mart ve 23 Haziran seçimleri sonrasında çok sayıda HAK-İŞ üyesinin işten atıldığını hatırlatan Arslan, “Bugün halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde işine geri dönmek için mücadele eden ve bu mücadelesini demokratik eylemlerle sürdüren 1.469 arkadaşımız mücadelesine devam etmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu işten atılan arkadaşlarımızın 31 Mart seçimleri öncesinde işe alındığını söylüyorlar. Ancak bizim yaptığımız araştırmalara göre bu arkadaşlarımızın işe alım süreci 2018 yılında başlamış, yazılı ve sözlü sınavlara tabi olmuş ve seçim öncesine gelen sürede iş başı yapmışlardır” açıklamasında bulundu.
“Arkadaşlarımızın İşlerine İade Edilmesi İçin Mücadele Ediyoruz”
Seçim öncesinde işe yapılan işe alımların eleştirilebileceğini belirten Arslan, “Arkadaşlarımızın işten atılmaları için geçerli hiçbir sebep yoktur. Arkadaşlarımızın hiçbirisine idari kovuşturma yapılmamıştır. Hiçbirisi işi aksattığı için işten çıkarılmamıştır. Arkadaşlarımızın hukuki bir soruşturma olmadan, kendileriyle ilgili işten çıkarmayı gerektirecek bir sebep olmadan sadece seçim öncesi işe alındıkları için işten çıkarılmalarını kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.
İstanbul’da işten atılan işçilerin tekrar işe alınana kadar mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Arslan, “Demokratik bir şekilde karşımızdakilere hakaret etmeden, arkadaşlarımızın işe dönmeleri için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Biz belediye işçileri olarak verilen işi layıkıyla yapmak ve alınterimizi akıtarak, helalinden kazanmak istiyoruz. Biz işimizin ne olduğunu biliyoruz ve aşımız İBB’de olsun istiyoruz. İşten çıkarılan arkadaşlarımızın işe iade edilmeleri için mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu.
© 2021 HAK-İŞ Konfederasyonu