22 MART DÜNYA SU GÜNÜ
“KORONAVİRÜS SUYUN HAYATİ ÖNEMİNİ BİR KEZ DAHA GÖSTERMİŞTİR”
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut ARSLAN, suyun insan hayatındaki en temel ihtiyaçlardan birisi olduğunu belirterek, “Koronavirüs suyun hayati önemini bir kez daha göstermiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın "Koronavirüs önlemleri" genelgesiyle belediyelerin hiçbir gerekçeyle abonelere yönelik su kesintisi uygulamayacak olmasını son derece yerinde bir karar olarak değerlendiriyoruz” dedi.
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut ARSLAN, 22 Mart Dünya Su günü dolayısıyla yaptığı açıklamada şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkarak dünyanın dört bir yanına hızla yayılan ve çok sayıda insanın ölümüne neden olan Koronavirüs Hastalığı (KOVİD-19) ülkemizde de varlığını göstermiştir. Başta Cumhurbaşkanımız ve Sağlık Bakanımız olmak üzere bütün kamu kurum ve kuruluşları Koronavirüsle mücadele kapsamında canla başla çalışmalarını sürdürmektedir.
Koronavirüs hastalığının öksürme, hapşırma sonucu ortaya yayılan damlacıklar ile diğer insanların elleri, ağzı, burnu ve göz temasıyla bulaştığı dikkate alındığında virüsün yayılmasını önlemek için alınacak kişisel temizlik önlemlerinin önemi bütün uzmanlar tarafından açıklanmaktadır. Koronavirüsle mücadelede su ile yapılan temizlik ve bol su tüketimi suyun hayati önemini bir kez daha ortaya koymuştur.
HAK-İŞ olarak suyu temel ve devredilemez bir insani hak olarak görüyor, tüm dünyada suyun ticarileştirilmesine karşı çıkıyoruz. İnsanların ve canlıların en temel ihtiyaçlarından birisi olan su hakkını savunmayı, insanlığı, uygarlığı ve insanca yaşanabilirliği korumak olduğunu yıllardır dile getiriyoruz. Çünkü geleceğimiz suyumuz kadardır. Koronavirüsle mücadele kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın belediyelerin hiçbir gerekçeyle abonelere yönelik su kesintisi uygulamayacağına ilişkin genelgesi bizim yıllardır dile getirdiğimiz görüşlerimizin haklılığını ortaya koymuştur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız son derece yerinde bir karar almıştır.
HAK-İŞ olarak su sektöründeki özelleştirmelere karşı mücadele ediyoruz. Suya yapılan yatırımlar eğitim ve sağlık altyapısını beraberinde getirmekte ve kamu tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle su, bütün boyutlarıyla kamuda yer almalı, bütün su işletmeleri mutlaka kamuya ait olmalıdır. Ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde su politikalarının belirlenmesi ve su kaynaklarının korunması konusunda politikalar temel alınmalı ve geliştirilmelidir.
Her yıl milyonlarca insanın temiz su yerine sağlıksız suya bağlı hastalıklardan yaşamını yitirdiği bir dünyada, suyun insan ve canlı yaşamında ne kadar önemli ve öncelikli olduğunun bilincini taşımalıyız. Çünkü su, bütün canlıların hayatını devam ettirebilmesi için gerekli olan en temel ihtiyaçlardan birisidir. Küresel ısınma, kaynakların kirletilmesi, plansız büyüme ve su kaynaklarının azalmasıyla kullanılabilir ve içilebilir temiz suya erişim konusunda yaşanan sıkıntılar artmış, ‘su yoksulluğu’ kavramı ortaya çıkmıştır. Bu durum, suyu ticari bir meta haline getirmiş ve sorun daha büyük bir boyuta ulaşmıştır. Su, en temel insan hakkı ve hayatın özüdür. Bu yüzden su, ticari bir meta olmaktan çıkarılmalıdır.
Ayrıca suyun, doğru kullanımı konusunda gereken bilincin oluşturulması, tabiatın korunması, su konusundaki farkındalığın güçlendirilmesi, insan, doğa ve su için herkesin gereken hassasiyeti göstermesi gerekmektedir. Bu konuda eğitim ve öğretim yoluyla toplumumuzun çevre ve su bilincini arttırmak, suyun doğru şekilde kullanımı ile ilgili bilinç oluşturmak ve doğayı korumak için gerekli çalışmaların hayata geçirilmesini bekliyoruz.
Unutulmamalıdır ki; “Su” canlı hayatın olmazsa olmazıdır. Suya yapılan her müdahaleyi insana, doğaya ve hayata karşı işlenmiş bir suç olarak görüyoruz. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak herkesi su konusunda duyarlı olmaya çağırıyoruz.”
© 2021 HAK-İŞ Konfederasyonu