ARSLAN, GENÇ MEMUR-SEN TEŞKİLAT EĞİTİMLERİNE KATILDI
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 2 Aralık 2020 tarihinde Genç Memur-Sen tarafından telekonferans yöntemiyle gerçekleştirilen “Genç Memur-Sen Teşkilat Eğitimleri: Sendikacılık” programına katıldı.
“Sendikal Örgütlenmenin Önemi ve Türkiye’de İşçi Sendikacılığı” konulu programa, Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Genç Memur-Sen Genel Başkanı Mustafa Başkara ve Genç-Memur-Sen il ve ilçe teşkilatları katıldı.
“HAK-İŞ ve MEMUR-SEN’i Birbirinden Ayrı Görmüyoruz”
Toplantıda konuşan Genel Başkanımız Mahmut Arslan, HAK-İŞ’i ve MEMUR-SEN’i birbirinden ayrı görmediğini belirterek, “Sadece faaliyet alanımız mevzuatla belirlenmiş işçi ve memur sendikaları olmamız nedeniyle ayrı ayrı kuruluşlarız ama biriz, beraberiz. HAK-İŞ ile MEMUR-SEN et ve tırnak gibidir. Kuruluşundan itibaren bu böyledir. Yönetimler değişebilir, çalışma arkadaşlarımız değişebilir ama bu anlayış inşallah ebediyyen devam edecektir. Bu durum aynı zamanda Türkiye emek hareketinin gücünü de tahkim etmek anlamında son derece önemlidir. O nedenle HAK-İŞ ile MEMUR-SEN’i birlikte mücadele eden iki kardeş teşkilat kuruluş olarak görüyoruz ve görmeye devam edeceğiz” dedi.
“İki Ana Damarı Birleştirerek Yolumuza Devam Ediyoruz”
HAK-İŞ’in bir yönüyle yerli ve milli, diğer bir yönüyle de evrensel değerleri bünyesinde barındıran bir konfederasyon olduğunu vurgulayan Arslan, “Bu toprakların müktesebatının hepsini kendi müktesebatımız olarak gördük ve bu toprakları vatan yapan değerleri kendi değerlerimizin, sendikal değerlerimizin bir parçası olarak gördük. Aynı zamanda dünya sendikal hareketinin, evrensel değerlerin de bu hareketin içerisine büründürülmesi mücadelesini başlattık. Bir yönüyle yerli ve milli bir konfederasyon olurken aynı zamanda da evrensel değerleri de içine katan, evrensel değerleri de yok saymayan ve onunla birlikte sendikal mücadeleyi bugünkü anlamıyla çağdaş, demokratik, özgürlükçü ve aynı zamanda modern dünyaya da hitap edecek bir noktaya taşımak adına bu iki ana damarı birleştirerek yolumuza devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Hangi Ülkeye Gitsek Bizi İşaret Ediyorlar”
Türkiye’de 14 milyona yakın kayıtlı işçinin sadece 700 bininin HAK-İŞ üyesi olduğunu söyleyen Arslan, “Yüzde 13,8 sendikalaşma oranı bize yakışmıyor. Ama umutsuz değiliz. Sendikal mücadeleyi bir dava şuuru olarak, aynı zamanda bir medeniyet mücadelesi, bir hak mücadelesi olarak görecek ve vazgeçmeyeceğiz. Kaderimize razı olmayacağız, kabullenmeyeceğiz ve daha çok çalışacağız. Yeryüzünün bütün mazlum ve mağdur işçileri bizden bir şeyler bekliyorlar. Hangi ülkeye gitsek, hangi ülkenin sendikalarıyla bir araya gelsek hep bizi işaret ediyorlar, Türkiye’yi işaret ediyorlar. Bunu siz yaparsınız, siz başaracaksınız diyorlar. O yüzden büyük bir sorumluluğumuz var. Bütün dünya emekçilerinin bizden beklentileri var. İdeolojik mücadeleye feda edilmiş sendikal hareketi olması gereken yere oturtmak bize düşen önemli bir sorumluluktur” diye konuştu.
HAK-İŞ’in kurulduğu tarihten bu yana geçen 45 yılda önemli bir mesafe kat ettiğini vurgulayan Arslan, “Biz sendikalaşmayı sadece sendikaların üyesinin artması için değil, özellikle sosyal devlet olgusuna uygun, gelir dağılımı adaletsizliğini hiç değilse asgariye çekebilen, sosyal güvenlik sistemini finanse edebilen, insanların iş kazalarındaki ölümlerini asgariye indiren, vergi sistemini tabana yayan bir yaklaşımı savunmuş oluyoruz. Bu yüzden sendikalaşmanın olduğu yerde olumsuz bir şey olmaz” ifadelerini kullandı.
Arslan, “Bizim kültürümüzde, bizim medeniyet dünyamızda işçi-işveren ilişkilerini bir çatışma üzerine inşaa etme anlayışı yok. HAK-İŞ olarak işçi-işveren ilişkilerini bir uzlaşma temelinde görüyoruz. Karşı tarafı yenmek üzere oluşturulmuş bir sendikal yaklaşımda HAK-İŞ olamaz. Çünkü biz işçi-işveren ilişkilerini çatışma üzerine değil uzlaşma üzerine inşaa etmek üzere yola çıktık” dedi.
Evrensel sendikal hareketin değerlerini yadsımadıklarını dile getiren Arslan, “Biz bu ülkenin çocukları, işçileriyiz. Bu ülkenin değerleri, kültürü, medeniyeti, inançları bütün müktesebatı bizim sendikacılığımızın bir parçasıdır. Bu anlamda HAK-İŞ, kendisi olarak ortaya çıkmış ve öyle de yoluna devam ediyor. Bu yüzden dünyanın en büyük işçi örgütü, yaklaşık 202 milyon üyesi olan Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu ITUC’un Başkan Yardımcılığı görevi bize verildi. Bu görevin verilmesi de gösteriyor ki üye sayımızla kıyaslanmayacak kadar büyük bir etkimiz var” dedi.
“Dünya Sendikal Hareketine Kendimiz Olarak Damgamızı Vuruyoruz”
HAK-İŞ’in evrensel alandaki varlığının özgün bir kuruluş olmasından kaynaklandığını vurgulayan Arslan, “Örneğin, kadın konusu olduğu zaman HAK-İŞ olarak ‘Fıtratta Farklılık Haklarda Eşitlik’ diyoruz. O nedenle dünya sendikal hareketine kendimiz olarak damgamızı vuruyoruz. HAK-İŞ olarak işçi haklarını bir kul hakkı olarak gören bir konfederasyonuz. Bunun bilinciyle ve sorumluluğuyla hareket etme anlayışıyla hareket ediyoruz. Bu açıdan baktığımız zaman bizim diğer konfederasyonlarla ayrılan, çok özgün ve farklı bir yerde olduğumuzu görmek mümkündür” dedi.
“Gençlere Önem Veriyoruz”
HAK-İŞ Konfederasyonu olarak gençlere son derece önem verdiklerini belirten Arslan, “Konfederasyonumuzun önemli komitelerinden birisi de gençlik komitemizdir. Gençlik komitemizin alanı Konfederasyonumuza üye işçiler içerisinde genç statüde olan arkadaşlarımızın üye olacağı bir yapıdır. Bütün kurumlarda ve kendi sendikalarımızda, bütün alanlarda genç arkadaşlarımızı sendikaların önemli kademelerinde yer almaları için teşvik ediyor, onları destekliyoruz. Onları yeni sendikal anlayışa adapte etmeye çalışıyoruz” dedi.
© 2021 HAK-İŞ Konfederasyonu