EMEĞİN EVRENSEL GÜCÜ HAK-İŞ 48 YAŞINDA
IŞIKHAN “HAK-İŞ HER ZAMAN VATAN MİLLET SEVDASI GÜDEN BİR SİVİL TOPLUM KURULUŞU OLDU”
Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in 48. Kuruluş Yıldönümü ve Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümü dolasıyla düzenlediğimiz Cumhuriyetimizin 100. Yılında Türk Çalışma Hayatı Sempozyumu, 22 Ekim 2023 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Işıkhan, Konfederasyonumuzun 48. Kuruluş Yıldönümünü kutlayarak, HAK-İŞ’in Türkiye’de sendikacılık tarihinin sembol kuruluşlarından biri olduğunu ifade etti.
Cumhuriyetimizin 100. Yılında Türk Çalışma Hayatı Sempozyumuna, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcılarımız Yunus Değirmenci, Halil Çukutli, Mehmet Ali Kayabaşı, Genel Sekreterimiz Eda Akbulut, Genel Sekreter Yardımcımız Fatma Zengin, HAK-İŞ Kurucu Başkanlarımız, Sendikalarımızın Genel Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü Mehmet Baş, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Cengiz Köseoğlu, TÜGİS Genel Başkanı Kaan Sidar, ESDER Genel Başkanı Mahmut Çelikus, Türkiye Kamusen Başkan Yardımcısı Şuayip Deniz Demir, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, TİSK Genel sekreteri Akansel Koç, Deva Partisi Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Fatih Uğurlu, DSP Genel Başkan Yardımcısı Ejder Onursal, Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Şükrü Can, İSGÜM Genel Müdür Yardımcısı Erkut Gültekin, HAK-İŞ İl Başkanlarımız, Şube başkanları, Sendikalarımızın daimi komite başkanları, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, üyelerimiz ve basın mensupları katıldı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ve Genel Başkanımız sempozyum öncesinde Konfederasyonumuz tarafından Anadolu Ajansı Katkılarıyla hazırlanan “Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Çalışma Hayatı Fotoğraf Sergisi”ni ziyaret etti.
Cumhuriyetimizin kuruluşunda emeği geçen başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Filistin’de şehit olanlar ve tüm iş kazalarında hayatını kaybedenler adına saygı duruşu ve istiklal marşı ile başlayan programımızda, Katil İsrail tarafından Gazze’de şehit edilenler için Filistinli Hafız tarafından kuran-ı kerim tilaveti okundu. Ayrıca Konfederasyonumuzun 48 yılı ve Cumhuriyetimizin 100. Yılında çalışma hayatını anlatan kısa filmi izlendi.
“HAK-İŞ, Bir İhtiyaçtan Doğmuştur”
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, HAK-İŞ olarak, 48. Kuruluş yıldönümünde iki hayırlı ve güzel işi birlikte gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “Birincisi Cumhuriyetimizin 100. Yılını idrak etmemize bir hafta kaldı, ikincisi konfederasyonumuzun kuruluşunun 48. Yıldönümünün ilk günündeyiz. Bu iki önemli hadiseyi birlikte yaşıyor iki önemli işi coşkuyla, heyecanla hep birlikte kutluyoruz” dedi.
HAK-İŞ’in 1976 yılı 22 Ekim ayında kurulduğunu ve bugüne kadar yaşanan zorluklara değinen Arslan, “HAK-İŞ, çalışma hayatına adım attığı zaman Türkiye bugünkünden çok farklıydı. HAK-İŞ, çok sayıda sendika ve konfederasyonun yer aldığı, işyerlerinde işyeri sendikalarının kurulduğu, bir taraftan terör ve çatışmaların zirve yaptığı bir dönemde kurulmaya çalışılmıştı. Bir ihtiyaç ve bu ihtiyacın farkında olan kadrolarımız, o gün konfederasyonumuzun temellerini attılar. Kuruluşu gerçekleştiren kurucularımız ve bu mücadelede yer alan ve destek veren tüm dostlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Arslan, kuruluş etkinliklerinin ikinci gününde, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında çalışma hayatıyla ilgili serüvende, acı ve tatlı tüm tecrübelerimizi gözden geçirmek amacıyla bir sempozyum gerçekleştirileceğini ifade etti. Arslan, “Sempozyumda çok kıymetli hocalarımızı ve akademisyenlerimizi, gazetecilerimizi birlikte takip edeceğiz. Cumhuriyetimizin 100. Yılını idrak ederken, nereden nereye geldiğimizle ilgili bir fotoğraf sergisi gerçekleştirdik. 100 yıllık Cumhuriyetimizi hangi noktadan nereye taşıdığımızı hep birlikte görme imkanı bulacağız” şeklinde konuştu.
“12 Eylül Darbesi, Derin İzler Bıraktı”
Kuruluşundan bugüne kadar yaşanan darbelerin çalışma hayatına ve HAK-İŞ’e yönelik etkilerine de değinen Arslan, “Kuruluşumuzdan hemen sonra emekleme dönemimizde 12. Eylül darbesi ile karşılaştık. Bu darbe en derin izler bırakan bir darbeydi. Demokrasi ile elde ettiğimiz kazanımlarımız 12 Eylül de yok edildi. Konfederasyonumuz kapatıldı. Henüz kurumsal yapımızı tamamlayamamış, örgütlenmemizi tamamlayamadığımız bir dönemde 12 Eylül darbesini yaşadık” hatırlatmasında bulundu.
“1984 Yılında Yeni Bir Dönem Başladı”
12 Eylül’ün ardından 1981 yılında HAK-İŞ’in merhum Başkanı Necati Çelik zamanında yeni bir anlayış ile yeni bir dönemin başladığını ifade eden Arslan, “1984’e kadar her türlü faaliyetin yasaklandığı bir dönemi yaşadık. 1984’ten itibaren sendikal yaşam normalleşmeye başladı. 12 Eylül darbesi ağır faturalar getirdi ve sendikal yasalar, toplu sözleşme düzenini tasfiye ettiği için sendikalar için ciddi ve sıkıntılı bir süreç başladı. HAK-İŞ bütün zorluklara rağmen yeniden ayağa kalkmak ve sendikal alanda etkili olabilmek için yeni bir mücadele başlattı. Bu süreç içerisinde ilk günkü anlayışımızı ile şartlar ne olursa olsun, değerlerimizden, hedeflerimizden, inançlarımızdan, ilkelerimizden vazgeçmeden yolumuza devam ettik” dedi.
“12 Eylül Darbesinin Ruhu Anayasamıza Sindi”
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına 12 Eylül darbesinin ruhunun sindiğini ifade eden Arslan, “Değişiklik yapılsa da, anayasaya 12 Eylül darbesinin ruhu sindiği için, ne yaparsanız yapın bu ruhu atamıyorsunuz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın anayasa tartışmasını HAK-İŞ olarak destekliyoruz. Sivil, demokratik ve katılımcı bir anayasaya Türkiye’nin acil ihtiyacı olduğunu ifade etmek istiyoruz” dedi.
“28 Şubat Sorumluları Hesap Vermeli”
28 Şubat darbesini sadece askerlere havale etmenin doğru olmayacağına dikkat çeken Arslan, darbenin bütün yönleriyle araştırılıp ve darbede aktif rol alanların hesap vermesi gerektiğine vurgu yaptı. Arslan, “Darbelerin ardından 15 Temmuz’da da yüzlerce kardeşimiz yaralandı ve çok sayıda acı ve hüzünü yaşadık. 15 Temmuz en ağır bedelleri ödediğimiz bir darbe girişimidir. Darbede kardeşlerimizi kaybettik, şehitler verdik. Şartlar ne olursa olsun ülkemize sahip çıkacağız, millet iradesinin arkasında dimdik duracağız. Millet iradesinin yanında saf tutacağız. Hangi yönden gelirse gelsin demokrasimize yönelik bütün tehditlere karşı dik duracağız” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“Taşeron Sistemi Rafa Kaldırdık”
Cumhuriyetimizin 100 yıllık tarihinde çalışma hayatı ile ilgili gerçekleştirilen en büyük reformlardan bir tanesinin taşeron sisteminin kaldırılması olduğunu vurgulayan Arslan, “Türkiye’de 1 milyon civarında belediyelerde, üniversitelerde, bakanlıklarda çalışan taşeron işçilerimiz, kamu işçisi olarak yerlerini almışlardır. Bu Cumhurbaşkanımızın iradesiyle, Türkiye Cumhuriyetinin en büyük reformlarından bir tanesidir” dedi.
“1 Mayısları Coşkuyla Kutluyoruz”
1 Mayısların Türkiye’de ideolojik gruplar tarafından amacı dışında kutlandığına dikkat çeken Arslan, “AKP hükümeti, 1 Mayıs’ı Emek ve Dayanışma günü olarak ilan etti. Bu çok önemli. 1 Mayısların işçilerin Emek ve Dayanışma günü olarak ilan edilmesi bir sonraki dönemi de başlatmış oldu ve 1 Mayıs bütün işçilerimiz için tatil günü olarak ilan edildi” diye konuştu.
“HAK-İŞ Yeni Bir Model Geliştirdi”
Arslan, HAK-İŞ’in ülkemizde ve bölgemizde farklı bir model ortaya koyduğunu ifade ederek, “İşçi ve işveren ilişkilerinin çatışma değil, uzlaşma üzerine inşa etmeyi gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu milletin inancını ve azmini biliyorum ve bunu birlikte başaracağız. Bu başarı Türkiye’nin başarısı olacaktır, biz bunu başarmaya çalışıyoruz” dedi.
“Filistin’de Yaşananlara Kayıtsız Kalamayız”
Siyonist İsrail’in Gazze’ye ve Filistin’e yönelik saldırılarının halen devam ettiğine dikkat çeken Arslan, “Filistin meselesi bizim temel meselelerimizden birisidir. İnancımız gereği Mescidi Aksa ile ilgilenmemiz gerekiyor. İnsan olarak Filistin’de olup bitenlere karşı kayıtsız kalamayız. Tarihsel olarak Filistin’den kendimizi koparamayız” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“HAK-İŞ Olarak, Yeni Bir Kampanya Başlattık”
HAK-İŞ Konfederasyonumuzun Filistin konusunda yeni bir yardım kampanyası başlattığına vurgu yapan Arslan, “HAK-İŞ olarak, Gazze’de bulunan kardeşlerimizin yalnız olmadığını hissettirmeye çalışıyoruz. Sivil toplum olarak ivedilikle konfederasyonumuz bir yardım kampanyası başlattı ve bu kampanya kapsamında 500 Bin TL bağışta bulundu. Sivil toplum olarak mutlaka ve mutlaka yeni inisiyatifler gerçekleştirmeliyiz. 2010 yılında olduğu gibi Mavi Marmara benzeri yeni gemilerle barış, kardeşlik ve dayanışma için seferlere çıkmamız gerekiyor. Daha fazla inisiyatif almak ve siyonist devletin yapmış olduğu katliama dur demek için harekete geçmeliyiz” uyarısında bulundu.
Işıkhan, “Filistin ve Gazze: Her Daim Mazlum ve Mağdurun Yanında Olduk”
Bakan Işıkhan, Filistin ve Gazze’de 7 Ekim’den bu yana İsrail tarafından bir katliam uygulandığını, hiçbir şart ve koşul altında masumların ve sivillerin öldürülmesinin meşrulaştırılamayacağını ifade etti. Işıkhan, “7 Ekim’den bu yana acımasızca kanı dökülen, şehit edilen Filistinli bebeklerimiz, çocuklarımız ve kadınlarımıza tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum. Bugün ilk kıblemizin, kutsal topraklarımızın bulunduğu Filistin’de, Gazze’de şehitlerimiz var. Hiçbir savaş hukuku çocukların öldürülmesine, hastanelerin, okulların, ibadethanelerin bombalanmasına izin vermez, veremez. Çocukların, masum sivillerin zarar gördüğü hiçbir çatışma asla meşru olarak kabul edilemez. İsrail’in hiçbir kural tanımayan, katliam derecesine varan masum sivillere yönelik zulmünün bir an önce son bulması gerekiyor. Şunun çok iyi bilinmesi gerekir ki bizler; her daim mazlum ve mağdurun yanında olduk. Adeta bir terör örgütü refleksiyle, kadın, çocuk, yaşlı, engelli demeden, tüm masum sivilleri acımasızca, canice hedef alan, katleden tüm zalimlerin karşısındayız” dedi.
Cumhurbaşkanımız öncülüğünde barış perspektifinden ve itidalden yana yoğun bir diplomasi trafiği yürütüldüğünün altını çizen Işıkhan, “Çünkü biz bu coğrafyada huzur istiyoruz, barış istiyoruz. Kanın, acının ve gözyaşının bir an önce son bulmasını istiyoruz. Gerek yardım kuruluşlarımız vasıtasıyla insani yardım noktasında, gerekse diplomatik ve hukuki mücadele noktasında tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.
“HAK-İŞ Önemli Bir Görevi İfa Ediyor”
Bakan Işıkhan, çalışma hayatının çok yönlü ve çok paydaşlı bir yapı olduğunu, tüm sosyal paydaşlar ile büyük bir aileyi temsil ettiklerini ifade etti. HAK-İŞ’in bu büyük aile yapısında önemli bir görevi ifa ettiğinin altını çizen Işıkhan, “HAK-İŞ; bu büyük ailede, 21 üye sendikası, sahip olduğu 800 bini aşkın üyesi ve temsil ettiği değerler ile kurulduğu günden bu yana, yaklaşık yarım asırdır ülkemizde önemli bir görevi ifa ediyor” dedi.
“HAK-İŞ Her Zaman Vatan Millet Sevdası Güden Bir Sivil Toplum Kuruluşu Oldu”
HAK-İŞ’in, Türkiye’nin sendikacılık tarihinin sembol kuruluşlarından biri olduğunu hatırlatan Işıkhan, “HAK-İŞ, işçinin ve emekçinin temsil edildiği bir konfederasyon olmanın yanı sıra, her zaman vatan millet davası güden, ülkemizin en kritik dönemlerinde milli iradeden yana duruş sergileyen, vesayet odaklarına karşı duran, mazlumun yanında saf tutan bir sivil toplum kuruluşu oldu” dedi.
“HAK-İŞ, Hak ve Özgürlüklerin Savunulması Noktasında Mihenk Taşı Oldu”
HAK-İŞ’in kurulduğu 1970’li yıllardan bu yana hem sendikal mücadelede hem de hak ve özgürlüklerin savunulması noktasında mihenk taşı olduğunu vurgulayan Işıkhan, “Türkiye’nin son 21 yılında, çalışma hayatı başta olmak üzere hemen her alanda gerçekleştirdiği reformlarda da, üstlendiği sorumluluğu kutsal sayan HAK-İŞ gibi önemli sivil toplum kuruluşlarımızın büyük emekleri bulunmaktadır” dedi.
“HAK- İŞ’in Görüşlerinden Azami Düzeyde Yararlandık”
HAK-İŞ ile olan birlik ve beraberliğin önümüzdeki dönem daha da güçlenerek devam edeceğinin altını çizen Işıkhan, “Politikalarımızı oluştururken, çalışma hayatımızın tüm aktörleri gibi HAK-İŞ’in de görüşlerinden azami düzeyde yararlandık, yararlanmaya da devam edeceğiz. Bu birlik ve beraberliğimiz önümüzdeki dönem daha da güçlenerek devam edecektir” dedi.
Sosyal diyalog mekanizmaları ile çalışma hayatında işçi-işveren ilişkileri başta olmak üzere her kesimin hakkının korunduğunu, ortak akıl ve istişare çalışmaları ile çalışma barışının sağlanması için atılımlar yapıldığını dile getiren Işıkhan, askeri darbe sonucu oluşmuş sendikal mevzuatın AB normları ve ILO sözleşmelerine uygun olarak 2012 yılında yeniden düzenlendiğini ifade etti.
“Sendikal Örgütlenmenin Önündeki Engelleri Kaldırdık”
Yasal düzenlemeler ile örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırıldığı sendikalılık oranlarını ve sendikaların kuruluşunu kolaylaştırıldığını belirten Işıkhan, “Kısıtlamaları ortadan kaldırdık. 2013 yılında %9,21 seviyelerinde olan sendikalaşma oranını; 2023 yılı itibariyle %14,76 seviyelerine kadar çıkardık. Bugün herhangi bir sendikaya üye olan 2 milyon 421 bin 940 işçi, emekçi kardeşimiz var. Sivil toplum ve sendikalaşma yolundaki engelleri kaldırdık. Sendikaya üyelikte büyük bir zorluk teşkil eden noter sürecini kaldırarak e-Devlet Sistemi’ne geçtik” dedi.
“İstikrarlı Büyümeye, Üretmeye Devam Ediyoruz”
Son dönemde küresel çapta yaşanan ekonomik ve sosyal etkenler göz önüne alındığında sosyal paydaşların varlığının daha da önem kazandığını belirten Işıkhan, “Tüm dünyanın derinden etkilendiği küresel bir salgına, ülkemizin birçok bölgesinde aynı anda mücadele vermek durumunda kaldığımız yangılara, hepsinden de önemlisi 11 ilimizi bir gecede yerle bir eden dünyanın en büyük kara depremlerine rağmen, hala istikrarla büyümeye, üretmeye devam ediyoruz” dedi.
HAK-İŞ’in de katılımı ile Mayıs ayında 2023 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü’nün imzalandığını ifade eden Işıkhan, “Çerçeve Protokol ve imzalanan işkolu toplu iş sözleşmeleri ile birlikte kamuda çalışan işçilerimizin mali ve sosyal haklarında önemli kazanımlar elde edildi. Devlet olarak çalışma barışının sağlanması ve enflasyonun olumsuz etkilerine karşı işçilerimizin haklarının korunması için azami gayret gösteriyoruz” dedi.
Türkiye ekonomisinin kolayca yıkılacak kırılgan bir ekonomi olmadığını, istikrarlı büyüme noktasında önüne büyük hedefler koyduğunu vurgulayan Işıkhan, “Nasıl ki bugünümüze siz değerli konfederasyonumuz ve sendikalarımızın destekleriyle ulaştıysak, gelecek hedeflerimiz noktasında da sizlere büyük görevler düşüyor” dedi.
"Bu Yüzyılı Emeğin, Üretimin ve Alın Terinin Yüzyılı Yapacağız"
Çalışma hayatında da Türkiye Yüzyıl’ının birlikte inşa edileceğinin altını çizen Işıkhan, “hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, tüm kamu kurum ve kuruluşlarımız, sendikalarımız, konfederasyonlarımız, işçi ve işverenlerimiz ile el ele vererek, Türkiye’yi her anlamda dünya standartlarının da üzerine çıkaracak, Çalışma Hayatında da Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceğiz. Bu yüzyılı emeğin, üretimin ve alın terinin yüzyılı yapacağız” dedi.
Konuşmaların ardından toplantı, Genel Başkanımız Mahmut Arslan tarafından Bakan Işıkhan'a hediye takdimi ve toplu fotoğraf ile sona erdi.
© 2021 HAK-İŞ Konfederasyonu