28
ŞUBAT’IN 28. YILINDA SENDİKACI GÖZÜNDEN 28 ŞUBAT
HAK-İŞ
HER ZAMAN MİLLET İRADESİNİN YANINDA SAF TUTMUŞTUR
Genel
Başkanımız Mahmut Arslan, 28 Şubat döneminde en büyük darbenin toplumsal
hayata, millete ve ekonomiye vurulduğunu anımsatarak, HAK-İŞ’in bütün tehdit ve
şantajlara rağmen darbelerin karşısında ve millet iradesinin yanında saf
tuttuğunu ifade etti. Arslan, bunun da HAK-İŞ açısından bir gurur kaynağı
olduğunu belirterek, “Bizim için darbelerdeki sınavlarımız; Konfederasyonumuzun
tarihine altın harflerle yazılmış, hiçbir zaman silinmeyecek, birer onur
kalesine dönüşmüş tutumlardır” dedi.
HAK-İŞ
Konfederasyonu olarak, 28 Şubat’ın 28. Yılında “Sendikacı Gözünden 28 Şubat”
temasıyla bir basın toplantısı gerçekleştirdik. Toplantıya Genel Başkanımız
Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcılarımız Yunus Değirmenci, Devlet Sert,
Halil Çukutli ve Mehmet Ali Kayabaşı ile Genel Sekreterimiz Eda Akbulut, Genel
Sekreter Yardımcılarımız Fatma Zengin, Hamdi Abdullah Koçoğlu, Sendikalarımızın
Genel Başkan, Genel Başkan Yardımcıları ile HAK-İŞ teşkilatımız katılım
gösterdi.
Saygı
duruşu ve İstiklal Marşımızın okunması ile başlayan programda, ülkemizde
siyasi, toplumsal ve ekonomik açıdan ağır yaralar açan, insan onuru ve
haysiyetini ayaklar altına alan darbe dönemlerini ve HAK-İŞ’in darbe
dönemlerine ilişkin mücadelesini anlatan kısa film izlendi.
“HAK-İŞ
Her Zaman Darbelerin karşısında Oldu”
Genel
Başkanımız Arslan, 12 Eylülünden 28 Şubat, 27 Nisan ve 15 Temmuz’a kadar
HAK-İŞ’in her dönem darbelerin karşısında yer aldığını anımsattı. Arslan, 1960
ve 1971 darbelerinde henüz HAK-İŞ’in kurulmadığını, ancak kurulmuş olsaydı o
darbelere de karşı olacağını ifade etti. Arslan, 12 Eylül darbesinin zorlu
süreçler olduğunu belirterek, “O dönemde rahmetli genel başkanımız Necati Çelik
ve öncesinde Aziz Yılmaz olmak üzere yönetim kurulu üyelerimiz zor şartlarda
darbe ve darbecilere karşı direndiler. 12 Eylül darbesinden sonra
karşılaştığımız 28 Şubat darbesine her ne kadar post modern darbe denilse de bizim
açımızdan HAK-İŞ açısından gerçek bir darbedir” diye konuştu.
“28
Şubat Ülkemizde Derin Yaralar Açmıştır”
Ülkemizin
çok partili hayata geçtikten sonra neredeyse her on yılda bir darbe veya
muhtıralara sahne olduğunu, bunun sonucu olarak da TBMM ve siyasi partilerin
kapatıldığını, millet iradesinin hiçe sayıldığını, başta yaşam hakkı olmak
üzere temel insan haklarının çiğnendiğini ifade eden Arslan, pek çok insan
hakları ihlali ile sonuçlanan ve yüzbinlerce insanın mağdur olmasına neden olan
ve diğer klasik anlamdaki darbelerden farklı özellikleri bulunması açısından
“Postmodern” olarak nitelenen 28 Şubat darbesinin ülkede derin yaralar açtığını
söyledi.
“Tarihin
En Utanç Verici Darbesi”
Türk
tarihi içerisinde en utanç verici darbelerinden birisi olan 28 Şubat’ta HAK-İŞ
Konfederasyonu ve yöneticilerinin sürekli tehdit ve baskı altında tutulduğunu
söyleyen Arslan, “HAK-İŞ, o dönem büyük bir baskı altında tutuldu.
Konfederasyonumuz yöneticileri olarak sürekli bir tehditle karşı karşıya
kaldık. Geceleri telefonlarımız aranarak ‘Bu gece son yarın askeri darbele
geliyor’ tehditleriyle korkutma, geri adım atma, yaptığımız itirazlara karşı
geri çekilmememizin istendiği çeşitli baskılar denenmiştir” diye konuştu.
“HAK-İŞ
Millet İradesinin Yanında Yer Aldı”
28
Şubat döneminde en büyük darbenin toplumsal hayata, millete ve ekonomiye vurulduğunu
ifade eden Arslan, “Devletin, milletin paraları bankalar aracılığıyla
hortumlanmış; milyarlarca dolarlık ekonomik kayıp yaşanmıştır. Bütün bunlar
milletin gözleri önünde yaşanmıştır. Görevleri çalışanların temsil ettiği
kesimlerin haklarını korumak olan bu örgütler ve başta konfederasyonlar olmak
üzere yakın tarihimizde ki en yüksek zamlar verilmesine rağmen, bu çeteler ne
yazık ki hükümetin istifa etmesi için saf tutmuşlardır. HAK-İŞ bütün bu
karşımızdaki geniş kitleye rağmen millet iradesinin yanında yer almış ve darbelerin
her türlüsüne karşı çıkmıştır. Bizim için darbelerdeki sınavlarımız;
Konfederasyonumuzun tarihine altın harflerle yazılmış, hiçbir zaman
silinmeyecek, birer onur kalesine dönüşmüş tutumlardır” dedi.
“28 Şubat, Bir Nesli Yok Etmiştir”
28 Şubat
sürecinde yaşanan gerçek hikayelerden örnekler veren Arslan, “İnsan onurunu
yerle bir eden, insan onurunu ayaklar altına alan bu zihniyet, Türkiye'de en
ağır darbe sonuçlarına sebebiyet vermiş, gencecik çocuklardan oluşan bir nesli
yok etmiştir. 28 Şubat darbesinin sonuçları ve muhataplarının yargılanması
konusunda HAK-İŞ gerçekten tarihi bir sorumluluğu üstlenmiş bulunmaktadır.
HAK-İŞ olarak 28 Şubat darbesinin yargılanma sürecinde 12 Eylül darbesinde
olduğu gibi müdahillik talebinde bulunduk. 12 Eylül darbesine müdahilliğimiz
kabul edildi ama 28 Şubat darbesinde ısrarımıza rağmen ne yazık ki mahkeme
bizim müdahilliğimizi kabul etmedi” dedi.
“Yargı
Harekete Geçmeli”
Darbe
sonrası yapılan yargılamalarda sadece askerler üzerine odaklanıldığını belirten
Arslan, “Yargılamalar sadece askerler üzerine odaklanmış. Darbenin diğer
muhataplarına ne yazık ki dokunulmamıştır. Halbuki 28 Şubat darbesinin askerler
dışında başka unsurları da vardı. 28 Şubat darbesinin en büyük sorumluları
medya ve onların patronlarıdır. Onlar askerleri, bürokrasiyi, bir kısım
çevreleri tahrik ederek, yalan haber yaparak, iftira atarak, insanların özel
hayatlarına müdahale ederek bunu gerçekleştirdiler. Kendilerini bu ülkenin
sahibi gören iş çevreleri de ne yazık ki bu darbe süreçlerinde yargılanmadılar
ve haklarında soruşturma açılıp ceza almadılar ve bir grup askerin dışında ne
yazık ki sınırlı sayıda bir ceza verildi” diye konuştu.
Arslan, savcılara çağrıda bulunarak, 28 Şubat darbesinin 28.
Yılında, ülkemizin yargısının yeniden harekete geçmesini istediklerini
belirtti. Arslan, “28 Şubat darbesinin bütün darbecilerinin yeniden
yargılanması ve bir daha buna tevessül etmemeleri için bu yargılamaların
yapılmasını arzu ediyoruz” dedi.
Bu
yargılamaların gerçekleşmediği takdirde yeni darbe girişimlerinin her zaman
olabileceğine dikkat çeken Arslan, 15 Temmuz Türkiye’yi işgal ve hain darbe
girişimini, daha sonra gerçekleştirilen 104 Emekli Amiral Bildirisini ve Emekli
Büyükelçiler Bildirisini örnek olarak gösteri. Arslan, “Nefretleri, kinleri
içlerinde saklı, ellerine bir fırsat geçerse yeniden Türkiye’yi darbe
karanlığına götürmek isteyen kesimler olabilir. Bunların umutlarını boşa
çıkarmak için darbecilerin sorgulanıp yargılanmasını talep ediyoruz” dedi.
“Demokrasi Olmazsa
Olmazımız”
Darbe girişimlerinin ve
darbelerin ülkemizde bir daha yaşanmaması için demokrasinin önemine dikkat
çeken Arslan, “Demokrasi yoksa biz de yokuz. Demokrasi yoksa ekmek yok,
demokrasi yoksa aş yok, demokrasi emekçiler için sendikalar için olmazsa
olmazımız. Millet iradesinin hiçe sayıldığı demokrasimizin yerle bir edildiği,
işçi haklarının yok sayıldığı ve sendikaların cezalandırıldığı bir dönem ve bu
dönemlerde en büyük kayıpları çalışanlar vermiştir” dedi.
“İyi Ki HAK-İŞ Var”
28 Şubat Darbesinin
gerçekleştiği dönemde HAK-İŞ’in tarihi yürüyüşüne yakışır şekilde darbecilerin
karşısında tavır aldığının altını çizen Arslan, “Konfederasyonumuzun tarihi
yürüyüşünde bir kez daha bizim için altın harflerle yazılan darbelere karşı mücadelemizin
altını çizmek istiyorum. İyi ki HAK-İŞ var. İyi ki HAK-İŞ gibi millet
iradesinin her zaman yanında saf tutan milletin iradesine hiçbir şekilde kim
tarafından hangi amaç olursa olsun müdahale edilmesine karşı çıkan bir HAK-İŞ
var” diye konuştu.
© 2024-2025 HAK-İŞ Konfederasyonu