ARSLAN, 10. ÇALIŞMA MECLİSİ TOPLANTISINA KATILDI
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleştirilen 26 Eylül 2013 tarihinde gerçekleştirilen 10. Çalışma Meclisi Toplantısına katılarak bir konuşma yaptı. Toplantıya HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcıları Ali Cengiz Gül, Mehmet Şahin ve Mustafa Toruntay ile sendikalarımızın genel başkanları, yönetim kurulu üyeleri, uzmanlar ve HAK-İŞ Teşkilatı yoğun bir katılım gösterdi.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, toplantıda yaptığı konuşmada, 9 yıl gibi uzun bir aradan sonra da olsa Çalışma Meclisi’nin toplanmasının önemine dikkat çekti. Önemli bir sosyal diyalog mekanizması olan Çalışma Meclisi’ne Başbakan Erdoğan’ın katılımının sosyal diyalog mekanizmalarının kurumsallaşması yolunda önemli bir adım olduğunu ifade eden Arslan, Çalışma Meclisi’nin her yıl toplanmasının önemine dikkat çekti. Arslan, Ekonomik Sosyal Konsey’in de düzenli olarak toplanmasının ülkemiz çalışma hayatının sorunlarını çözmede sosyal diyaloğun etkin şekilde kullanımına katkı sağlayacağını söyledi.
TAŞERON İŞÇİLİK TEMEL SORUN
Son yıllarda iş piyasası açısından son derece önemli yasal düzenlemeler hayata geçirilmiş olsa da, işsizlik ve istihdam oranlarında rakamsal iyileşmeler görülse de hala çözüm bekleyen sorunlar olduğunu ifade eden Arslan, “Bunlardan en önemlisi alt işverenlik uygulaması. Mevzuatımızda ilk düzenlenmesi 1936 yılında yayımlanan 3008 sayılı ilk iş kanununa dayanan alt işverenlik uygulaması, günümüzde çalışma hayatının önemli ve tartışmalı alanlarından biri haline gelmiştir. Bugün ülkemizde yaklaşık 800 bin işçi güvencesiz koşullarda taşeron işçi olarak çalışmaktadır” dedi.
Başta belediyeler olmak üzere kamu ve özel sektörde her geçen gün daha da yaygınlaşan taşeron işçilik uygulamasının çalışma hayatının en temel sorunu haline geldiğini söyleyen Arslan, “Örgütsüzlüğü, güvencesiz çalışmayı, kayıtdışını, kuralsızlığı tetikleyen, insan onuruna yaraşır düzgün iş tanımını yok sayan taşeron işçilik uygulaması, çalışma hayatının dengelerini bozmakta, ekonomik ve sosyal olarak büyük bir tahribat yaratmaktadır” dedi. Kölelik sistemiyle eş değer bir hale gelen ve kabul edilemez bulduğumuz alt işverenlik uygulamasını teşvik eden politikaların terk edilmesini isteyen Arslan, şunları kaydetti:
"Bu noktada temel referansımızın ILO sözleşmeleri olması gerekmektedir. Alt işveren işçilerinin ücret alacakları, sendikal örgütlenme, senelik izinlerinin hak edilmesi ve kullanılması, kıdem tazminatı ile işverenlerin değiştiği durumlarda yaşanan mağduriyetlere ilişkin İş Kanununda yer alan düzenlemeler güçlendirilmelidir. 4734 ve 4735 sayılı kanunlar ile alt mevzuat metinleri 94 sayılı ILO sözleşmesine uygun hale getirilmelidir. Taşeron işçilerinin durumunun düzeltilmesi anlamında 94 sayılı ILO sözleşmesi önemlidir. Bu sözleşmeyi ülkemiz 14.12.1960 tarihli ve 160 sayılı kanun ile kabul etmiş, bakanlar kuruluda bu sözleşmeye göre hareket edilmesi doğrultusunda 88/13168 sayılı kararı almıştır. Bakanlar Kurulunun kararı, 01.11.1988 tarihli ve 19976 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bilindiği üzere uluslararası sözleşmeler Anayasa hükmündedir.”
Arslan, yapılan araştırmalara göre, özel sektörde çalışan işçilerin çok büyük bölümünün kıdem tazminatlarını alamadığını, iş mahkemelerinin ve Yargıtay’da görülen davaların yarısından çoğunu kıdem tazminatı davalarının oluşturduğunu, milyonlarca insanın kıdem tazminatı hakkını yargıda uzun yıllar süren bir mücadeleyle aramak zorunda kaldığını söyledi.
Kıdem tazminatı konusu açıldığında işverenler tarafından yüksek sesle işgücü maliyetlerinin gündeme getirildiğini ifade eden Arslan, “Ancak işçi devrinin oldukça yüksek olduğunu ortaya koyan SGK verileri incelendiğinde 11,7 milyon kayıtlı işçimizin 5,5 milyonu bir yıldan daha az bir süredir aynı iş yerinde çalışmaktadır. 2011 yılında yetkili mercilere yapılan işçi şikayetleri içinde kıdem tazminatlarının %42.4 gibi oldukça yüksek bir oranda olduğu görülmektedir. Bu rakam işçiler açısından kıdem tazminatı müessesine verilen önemi de göstermektedir. HAK-İŞ olarak, kıdem tazminatı konusunda istisnasız her bir çalışan için güvence altına alınacak, haksızlıkların, adaletsizliklerin yaşanmayacağı bir sitemin geliştirilmesini talep ediyoruz” dedi.
Genel Başkan Arslan, kıdem tazminatının alınması konusunda yaşanan sorunların ortadan kaldırılması, uygulanabilir ve sürdürülebilir bir noktaya taşınmasını garanti edecek güçlü bir sistemin kurulmasının gerekliliğine vurgu yaptı. Arslan, “HAK-İŞ olarak, kıdem tazminatı konusunda kazanılmış haklardan geriye gidiş olmayacak şekilde özellikle özel sektörde yaşanan ve çalışanların mağduriyetine neden olan kıdem tazminatı sorunun çalışanlar lehine çözüme kavuşturulması için konuşmaktan, çözüm önerilerini tartışmaktan yanadır.” dedi. HAK-İŞ’in kıdem tazminatı konusunda bir fon oluşturulması konusundaki görüşlerine öteden beri dile getirdiğini ifade eden Arslan, “İşverenlerimizin işsizlik sigortası uygulaması ve iş güvencesi hükümlerini öne sürerek kıdem tazminatına ilişkin geriye gidiş olarak değerlendirdiğimiz önerilerini tutarlı bulmadığımızı belirtmek isterim” dedi.
Geçici istihdam büroları konusunda da değerlendirmelerde bulunan Arslan, “HAK-İŞ olarak, bu konuya bakışımız da çalışanların hak ve menfaatleri çerçevesindedir. Temel referansımız ILO ve AB’dir” dedi.
Toplantının açılışına, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, TESK Bendevi Palandöken, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ve diğer ilgililer katıldı.
© 2021 HAK-İŞ Konfederasyonu