HAK-İŞ'TEN 38. YILA GÖRKEMLİ KUTLAMA
Konfederasyonumuz HAK-İŞ'in 38. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri, 22 Ekim 2013 tarihinde, II. Kısa Film Yarışması Ödül Töreni ile başladı. Törene, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, TBMM İdare Amiri, AK Parti Çorum Milletvekili ve HAK-İŞ Onursal Genel Başkanı Salim Uslu, AK Parti Manisa Milletvekili ve AK Parti MKYK Üyesi Hüseyin Tanrıverdi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esin başta olmak üzere, çok sayıda Milletvekili, Sivil Toplum Örgütü Temsilcisi, Bürokrat, Akademisyen ve HAK-İŞ Teşkilatı yoğun katılım gösterdi.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 38. Kuruluş Yıldönümü ve II. Ödül Töreni açılışında bir konuşma yaptı. Arslan, “Emek ve toplumsal tarih göstermiştir ki HAK-İŞ’in 38 yıl önce durduğu yer ne kadar doğru ve kararlı ise, bugün geldiği ve durduğu yer de o kadar doğru ve tahkim edilmiş bir yerdir” dedi. “HAK-İŞ olarak, üyelerimiz başta olmak üzere bütün çalışanların hak ve menfaatlerini korumayı ve geliştirmeyi öncelikli görev biliyoruz” diyen Arslan, şunları söyledi:
“Alınteri akıtan bütün emekçi kardeşlerimizin insan onuruna yaraşır iş ve yaşam sürmeleri için çalışıyoruz. Çalışma hayatında yaşanan sorunlara da bu çerçevede yaklaşıyoruz. Ülkemiz çalışanlarının insan onuruna yaraşır iş ve yaşama kavuşması için toptan kabul ya da redlere hapsolmadan tüm sorunları tartışarak, ortak akılla sağlıklı bir sonuca ulaşmak için üzerimize düşen büyük bir sorumluluk olduğunu biliyoruz.”
Genel Başkanımız Arslan’ın Konuşma Metninin tamamına ulaşmak için tıklayınız.
"HAK-İŞ, DAHA ÇOK HAK TEMİN ETMEYE ÇALIŞMAKTADIR"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Konfederasyonumuz Hak-İş'in 38. Kuruluş Yıldönümü Etkinliklerinde yaptığı konuşmada HAK-İŞ'in kuruluş amacıyla ülkesini, milletini, bayrağını, toprağını seven, insanına, çalışanlarına, emek sahiplerine, alınteri dökenlere daha çok haklar temin etmeye çalışan bir konfederasyonu olduğunu söyledi. Konderasyonumuz HAK-İŞ'in kuruluşundan bu yana yaptığı çalışmaları takdir eden, avukatlık hayatının en az 10 yılını HAK-İŞ’e bağlı sendikalarda hukuk müşaviri olarak geçirmiş birisi olarak HAK-İŞ'i çok sevdiğini, beğendiğini dile getirdi. HAK-İŞ'te mücadele yıllarında çok seviyeli çalışmalar yapıldığını anlatan Arınç, Türkiye'nin her yerinde sendikalaşma, üye kaydı, yetki alma mücadelelerinin büyük bir sabırla verildiğini ifade etti.
"HAK-İŞ, GÜÇLÜ BİR KONFEDERASYONDUR"
Arınç, "Bugün hemen hemen her iş kolunda en güçlü sendikaları içerisinde barındıran bir konfederasyon olmayı HAK-İŞ çoktan haketti. Bu yüzden bugüne kadar genel başkanlık, sendika başkanlığı, yönetim kurulu üyeliği, sendika üyeliği, bütün bu görevlerde bulunmuş arkadaşlarımı takdir ediyorum, alınlarından öpüyorum, onlarla iftihar ediyorum" diye konuştu. HAK-İŞ'in Türkiye için çok güzel bir sendika, büyük bir nimet olduğunu belirten Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çünkü kuruluş amacıyla ülkesini, milletini, bayrağını, toprağını seven, insanına, çalışanlarına, emek sahiplerine, alın teri dökenlere daha çok haklar temin etmeye çalışan, bir marjinal, ideolojik sendika değil, hak arayıcısı ve bunu ülkemizin şartları içerisinde demokratik usul ve yöntemlerle yapmaya gayret eden bir sendika. Üyelerini her zaman sevdi, onları hiçbir zaman aldatmadı. İşverenle ilişkilerinde her zaman dürüst oldu. Bu yüzden üye sayısı her dem arttı ve çok şükür en çok yetkiye sahip sendikalardan birisi olarak bugünlere geldi. Tökezledi ama doğru yoldan hiç şaşmadı. Düşe kalka ama dosdoğru gitti. Bugün 38. kuruluş yıl dönümünü başarıyla altın sayfalarla övünerek yapıyor."
"HAK-İŞ RAPORLARI, BAŞUCU KİTABIMIZ OLDU"
Arınç, HAK-İŞ'in, Türkiye'nin özgürleşmesi, ayrımcılıkların ortadan kalkması noktasında, insanlara, bölgelere farklı muameleler yapılması karşısında sesini yükselten, özgürlüğün sahibi bir sendika olarak bugünlere geldiğini ifade etti. HAK-İŞ'in hazırladığı raporları, her zaman başucu kitabı olarak gördüklerini de belirten Başbakan Yardımcısı Arınç, siyasi çalışmalarında bunlardan çok faydalandıklarını söyledi.
ÇELİK: “ÇALIŞMA HAYATININ DİNAMİK SORUNLARI VAR”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, çalışma hayatının dinamik bir hayat olduğuna inandığını belirterek, bu dinamik hayatın sorunlarının da zamanı geçmeden çözülmesinin gerekli olduğunu söyledi.
Sorunların çözülmemesi halinden bundan hem işverenin hem de işçinin zararlı çıkacağını ifade eden Çelik, bu sorunlardan ilkinin taşeron işçilik, diğerinin ise kıdem tazminatı olduğunu vurguladı.
Bakan Çelik, taşeron işçilerin sorunlarının biran önce masaya yatırılarak çözüme kavuşturulması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Çalışanlarının sadece yüzde 10'unun hak edebildiği kıdem tazminatının sürdürülebilirliği yok. Bu konu mutlak suretle ele alınmalı ve çözüme kavuşturulmalı. Yüzde 37'lerde olan kayıt dışılığın daha da düşürülmesi nokrasında gerekli önlemlerin mutlak suretle alınma zarureti ortadadır. Taraflarla diyalog çerçevesinde bu zor konuların çözümü konusunda bir ilave ortaya koyma çabasındayız. İşveren de bizim işçi de bizim. İşveren olmayınca işçi olmayacak, işçi olmayınca işveren olamayacak. Mühim olan bu iki kesimin birbirinde ayrılan yanlarının görmemiz değil, aksine endüstriyel ilişkilerini güçlendirecek, çalışma hayatında emeğin hakkını hak sahiplerine teslim edecek, diğer taraftan da uluslararası rekabeti yerine getirebilecek bir etkileşimi de tespit edebilecek bir anlayışı yaygınlaşması gerekiyor."
KISA FİLM YARIŞMASINI KAZANANLAR ÖDÜLLENDİRİLDİ
Konfederasyonumuz HAK-İŞ tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen "emek" temalı "Kısa Film, Uzun İş" sloganı altında 2. Kısa Film Yarışmasını kazananlara ödülleri verildi. Yarışmada "Son kar" isimli filmiyle birinci olan Feyzullah Aslan'a ödülünü Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç verdi.
Yarışmada "İnce Hesap" adlı filmiyle ikinci olan Şahin Aslan ödülünü, TBMM İdare Amiri, AK Parti Çorum Milletvekili ve HAK-İŞ Onursal Genel Başkanı Salim Uslu'nun elinden aldı.
Kısa film yarışmasında "250 Gram" filmiyle üçüncü olan Gökhan Semiz ödülünü AK Parti MYK Üyesi, Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi'den aldı.
Yarışmada iki özel ödül (Necati Çelik ve Jüri Özel Ödülleri) ve 2 adet mansiyon ödülleri de sahiplerini buldu. HAK-İŞ eski Genel Başkanlarından ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanlarından merhum Necati Çelik adına verilen özel ödülün sahibi "Gölün Kıyısında" filmi ile Mehmet Emre Gül oldu. Jüri özel ödülün sahibi ise "Emekçi" adlı animasyon filmini yapan kişinin oldu ve ödülünü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etmeyez'den aldı. Mansiyon ödüllerinden birisi, Recep Dere-Melda Gürbüz ortam yapımı kısa filme ve diğeri "Sesimizi Duyan Var mı?" filmin sahibi Muammer Çeker'e gitti. Recep Dere-Melda Gürbüz ikilisi ödülünü, Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bayraktutar'ın elinden, Muammer Çeker ise Prof. Dr. Sadık Adalı'dan aldı.
İki gün sürecek olan 38. Kuruluş Yıldönümü Etkinliklerinin ilk günü, kısa film ödül töreni ve 38. Kuruluş Yıldönümü Yemeği, Konfederasyonumuz Hak-İş'in 38. Kuruluşunun Yılı pastasının kesilmesiyle son buldu. 38.Yıl pastası, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TBMM İdare Amiri Salim Uslu, AK Parti Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi, Genel Başkanımız Mahmut Arslan, siyasiler ve akademisyenler tarafından birlikte kesildi.
HAK-İŞ Konfederasyonu Kuruluş Yıldönümü Etkinliklerinin ikinci günü (23 Ekim 2013) ise, EMEK VE TOPLUM KONGRESİ düzenleniyor. Kongrenin açılış konuşmasını Genel Başkanımız Mahmut Arslan yaparken, protokol konuşmaları bölümünde ise Sağlık Bakan Yardımcısı Agâh Kafkas, AK Parti MKYK Üyesi, Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi, TBMM İdare Amiri, Çorum Milletvekili, HAK-İŞ Onursal Genel Başkanı Salim Uslu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı söz aldı.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Emek ve Toplum Kongresinin açılışında yaptığı konuşmada HAK-İŞ’in Türkiye’nin gelişme yönündeki toplumsal dönüşme süresine katkısının devam ettiğini kaydetti. HAK-İŞ’in 38 yıllık tarihi boyunca bilimsel sendikacılık anlayışına önem verdiğini ifade eden Arslan, “Emek ilişkilerinin dönüşüme uğradığı günümüzde Konfederasyon olarak bir taraftan eylem ve hak arama yönünü tavizsiz bir şeklide yerine getirmeye çalışırken diğer taraftan toplumsal kalkınmaya hizmet etmeyi temel ilke olarak kabul ediyoruz. HAK-İŞ Konfederasyonu ilkeli olmayı, kararlı olmayı, erdemli olmayı temel unsurları olarak belirlemiştir” diye konuştu.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan’ın konuşma metninin tamamına ulaşmak için tıklayınız.
YAZICI: “HAK-İŞ’E BAŞARILI YILLAR DİLERİM”
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, HAK-İŞ’in 38. Kuruluş yılını tebrik ederek, ülkemiz ve milletimiz adına hizmetler üretecek HAK-İŞ’e başarılı yıllar diledi.
Yazıcı, özellikle sendikalaşma tarihinin çok yeni gözükebileceğini ama tarihimizin çok zengin örneklerle dolu olduğunu belirterek, “Bugün yeniden tarih sahnesinde büyük ve güçlü devlet olma yolunda ilerlerken, toplumsal yapımızı insan odaklı ilkelerle inşa eden, biçimlendiren düşünce akımlarına ihtiyacımızın var. Bu sendikal anlayış için maddi ve manevi birikim, bu topraklarda mevcuttur. Bu konuda size Ahilik teşkilatını örnek vermek istiyorum. Bu açıdan bakıldığında Ahilik dünyanın en başarılı ve tarihi geçmişi en eski sivil toplum örgütlenmesidir. Ahiliği; ilk sendika olarak kabul etmek mümkündür” diye konuştu.
Kıdem tazminatı tartışmalarına da değinen Yazıcı, “Elbette ki bugüne kadar uygulamadan hakları doğmuş olan çalışanların kıdem tazminatına ilişkin kazanılmış haklarını ortadan kaldırıcı bir düzenleme olmaz. Bunu düşünmeniz bile yanlış ama bu alanının düzenlenmesi gerekir” dedi.
PANELİSTLERİN KONUŞMALARINDAN KESİTLERİ SUNUYORUZ..
Prof. Dr. Vedat Bilgin / HAK-İŞ'in Çalışma Hayatındaki Yeri:
Sendikaların siyasetten bağımsız olabilmeleri ve bir nebze kopabilmeleri için demokrasinin yeterince güçlü olması ve kurumlarının oturmuş olması gerekmektiğini belirten Prof. Dr. Vedat Bilgin, 1976-1980 dönemini Hak-İş'in kuruluş aşaması olarak değerlendirdi. Bu dönemde, devletçi toplum anlayışı bağlamında, HAK-İŞ'in bir siyasi partinin uzantısı olarak görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Bilgin, 12 Eylül 1980 sonrası dönemde HAK-İŞ'in kurumsal yapısının oluşmaya ve güçlenmeye başladığını kaydetti. Sendikalar açısından olumsuzluklar doğuran neo-liberal politikaların olumlu yönleri yanında, devletçi anlayışın ve resmi ideolojinin terk edilmesi yönünde olumlu katkıları olduğunu dile getiren Prof. Dr. Bilgin, 28 Şubat (1997) sürecinde HAK-İŞ'in özgürlükleri, sivil toplumu ve demokratikleşmeyi savunduğunu görmekten mutluluk duyduğunu belirterek, "Salim Uslu liderliğinde HAK-İŞ, resmi ideolojiyle bir bağlantısının olmadığını ortaya koydu. Bu doğrultuda, üçüncü aşama HAK-İŞ'in emek odaklı yaklaşımlarından sivil toplum odaklı politikalara geçiş aşamasıdır. Bizim medeniyetimizde emeğin yeri, değeri ve önemi vardır. Kültürümüzde Sanayi Devrimi'nin bir ürünü, kurumu olan dolayısıyla, dördüncü aşama, HAK-İŞ'in muhafazakar, milli ve evrenselliğe açılma aşamasıdır. Bunun anlamı, kendi kimliğiyle entellektüel düzeyde tartışma yapabilen, kendi kimliğiyle evrensel açılımlar yapan bir kurumsal kimliktir.
İşçi sınıfı, artık geleneksel sendikal anlayışlardan uzaklaşmaktadır. Çünkü, kitle sendikacılığı hızla kaybolmakta, farklılaşmış emekler gelmektedir. İnsanı sadece maddi bir varlık olarak gören sol ideolojiler, önemini kaybetmektedir. Türkiye değişim ve dönüşüm yaşarken, sendikalar bu akımın dışında kalamaz. Bu açıdan önümüzdeki 20 yıllık dönem, yeni dönemin kilometre taşlarının yerine oturacağı bir zaman dilimi olacaktır.
PANEL I: Sendikalar, Çalışma Hayatı, Evrenselleşen Sosyal Sorunlar
Moderatör: Prof. Dr. Şükrü Karatepe
Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl / Refah Devleti ve Sendikalar:
Ekonomik kriz dönemlerinde sendikalaşma oranı gerilemektedir. Türkiye ekonomisinin son 10 yıldaki gelişmeleri bağlamında, refah devleti açısından önemli iyileştirmeleri görmekteyiz. Yine son 10 yılda kişi başına düşen milli gelirin yaklaşık 3 katı artmış olması, sosyal korumanın kapsamının genişlemiş olması, sosyal devletin önemini artırmıştır.
Yard. Doç. Dr. Mehmet Fatih Aysan / Evrensel Yeni Sosyal Sorunların Emek Piyasası Üzerine Etkileri
Yeni bir yüzyıldayız; yepyeni sosyal meydan okumalarla karşı karşıyayız. Ne emeğin yapısı ne de emek piyasasının koşulları eskisi gibi kalamayacaktır; mutlaka değişecektir. Dolayısıyla, evrensel sosyal sorunların yeni dönemde emek piyasası üzerine etkilerinin derinlenmesine ve kapsamlı çalışmalara konu olması gerekmektedir. Demografik yaşlanma, teknolojik gelişmeler, küreselleşme ve aile yapısındaki dönüşüm ve kadının istihdama katılımı şeklindeki 4 faktör yeni dönemde belirleyici olacaktır.
4 faktör temelinde ortaya çıkacak meydan okumalar:
- Düşük ücret ve ücretler arasındaki uçurum (çalışan yoksullar, yeni toplumsal hoşnutsuzluklar ve ayaklanmalar),
- Çalışma ve yaşam dengesi (yoğun çalışma saatleri, özel hayat ve çalışma hayatının birbirine karışması)
- Yaşlanan emek piyasası (verim düşüsü tehlikesi, sağlık problemleri, yeni teknolojilere uyum sorunu)
- Artan eşitsizlikler (cinsiyet eşitsizliği, nesiller arası eşitsizlikler, göçmen ve azınlıklara karşı tepkiler)
Doç. Dr. Oğuz Karadeniz / Türkiye'de Çalışma Hayatının Güncel Sorunları
Türkiye'de KOBİ'ler istihdamın %70'ni sağlamaktadır. Ülkemizde KOBİ'lerin ömrü ortalama 3 yıldır. İşçilerin %61 kadarı İş Kanunu kapsamındadır. Ülkemizde, toplu iş sözleşmesi kapsamında olan işçi sayısı 1,1 milyon kadardır. Ülkemizde çalışma saatleri oldukça uzun ve OECD'nin ortalamasının çok üzerindedir.
Sürekli iş değiştiren bir işgücü ile karşı karşıyayız. 1996'da %32 olan iş değiştirme oranı, 2012 itibariyle %110'na çıkmıştır. Bu hızlı iş değiştirme, hak kayıplarına yol açmaktadır. Kıdem tazminatını alamama ve işsizlik sigortası hakkından yararlanamama gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Son 10 yılda sosyal güvenlik hizmetlerinin kapsamı oldukça genişletilmiştir. Dolayısıyla, sağlığa erişim ve emeklilik harcamaları artmıştır. Ülkemizde yakın bir gelecekte aktif yaşlanma politikaları devreye sokulmalıdır.
PANEL II : Çalışma Hayatı, Yeni Anayasa, Demokratik Gelişim, Sendikalar, Emek ve Toplum.
Moderatör: Prof. Dr. Burhaneddin Duran
Prof. Dr. Yavuz Atar / Yeni Anayasa, Demokratik Gelişim ve Emek:
Yeni bir anayasanın çıkması ihtimali giderek zayıflamaktadır. Kısmî paketler çıkabilir. Eğer sivil bir iradeyle yeni bir anayasa yapılmaz ise, bu sivilleşme açısında çok ciddi bir handikaptır.
Prof. Dr. Mehmet Barca / Stratejik Yönetim, Sendikalar ve Kurumsal Gelişim:Stratejik yönetim, ülkemizde 5018 sayılı yasa ile gündeme gelmiştir. Türk kamu yönetimine stratejik yönetim anlayışının girmesi, Dünya Bankası, IMF ve OECD yönlendirmesiyle olmuştur. Günümüzde stratejik yönetim, performans üzerinden yapılmaya başlamıştır. Stratejik yönetim anlayışı, ülkemize dışarıdan geldiği için sahiplenmek kolay olmamaktadır. Sendikalar ve üst yapıları olan konfederasyonlar, genel kurullarında stratejik kararlar almaktadır. Dolayısıyla, sendikaların stratejik yönetime kolaylıkla geçebileceğini düşünmekteyim. HAK-İŞ, isimleri farklı olsa da stratejik yönetimi çağrıştıran bir takım plan ve projeler uygulamaktadır.
Sendikalar zamanla stratejik ortaklığa yönelecektir. Dünya genelinde insan kaynakları yönetimi anlayışının yaygınlaşması paralelinde, militan sendikacılıktan işbirliği sendikacılığı anlayışına yönenilmeye başlanmıştır. Sendikalar, kendilerini özeleştiri sürecinden geçirerek yenilik adına gelecekte neler yapıp neleri yapmaktan kaçınılması gerektiğine karar vermelidir. Eskiden birbirini tehdit eden çevrelerin yeni dönemde stratejik yönetim anlayışı ve ortaklığına gideceklerini düşünmekteyim.
Burada temel unsurlar şöyledir: Stratejik ortaklığı geliştirecek uygun bir zemin: İlgili taraflar arasında 3 boyutlu bir güven ortamının tesis edilmelidir. Bilgi yönetiminin ortaklaşa yapılması: Bilgi üretilmesi ve paylaşılması sürecinde tarafların ortak bilgi yönetimi stratejileri geliştirmelidir.
Prof. Dr. Mehmet Karataş / HAK-İŞ Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi'nin akademik yayıncılık açısından çalışma hayatına etkisinin değerlendirilmesi:
Emek ve Toplum Dergisi ile çalışma hayatına dair bilimsel bir platform oluşturmak; bilim, emek ve toplum üçgeninde insamızın gelişmesine katkı vermek; çalışma hayatını merkeze alarak bilimsel değeri yüsek çalışmalar yapmak ve ülkemizde bilimsel verimliliğe katkıda bulunmak istiyoruz. Emek ve Toplum Dergisi, yakın bir gelecekte interaktif olarak ulaşılabilir ve yönetilebilir olmalıdır.
Emek ve Toplum Kongresi çerçevesinde, iki panel ve bir akademik tartışma gerçekleştirilecek. Paneller öncesinde, Prof. Dr. Vedat Bilgin, "HAK-İŞ'in Çalışma Hayatında Yeri" başlıklı bir tebliğ sunacak. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Şükrü Karatepe'nin yapacağı "Sendikalar, Çalışma Hayatı, Evrenselleşen Sosyal Sorunlar" adlı ilk panelde, Doç. Dr. Oğuz Karadeniz, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Fatih Aysan ve Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, sırasıyla, "Türkiye'de Çalışma Hayatının Güncel Sorunları", "Evrensel Yeni Sosyal Sorunların Emek Piyasası Üzerine Etkileri" ve "Refah Devleti ve Sendikalar" başlıklı sunumlar yapacaklar.
Öğleden sonraki ikinci panelin moderatörlüğünü ise Prof. Dr. Burhanettin Duran yapacak. "Çalışma Hayatı, Yeni Anayasa, Demokratik Gelişim, Sendikalar, Emek ve Toplum" panelinde, "Yeni Anayasa, Demokratik Gelişim ve Emek" başlıklı sunumuyla Prof. Dr. Yavuz Atar, "Stratejik Yönetim, Sendikalar ve Kurumsal Gelişim" başlıklı sunumuyla Prof. Dr. Mehmet Karaca ve "HAK-İŞ Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi'nin Akademik Yayıncılık Açısından Çalışma Hayatına Etkisinin Değerlendirilmesi" başlıklı sunumuyla Prof. Dr. Mehmet Karataş söz alacak.
Emek ve Toplum Kongresi, "Bu Çerçevede HAK-İŞ Uluslararası Emek ve Toplum Dergisinin Toplumsal Sorunların Çözümüne Katkısı Ne Olabilir?" başlıklı akademik tartışma ile tamamlanacak. Doç. Dr. Erdinç Yazıcı'nın moderatörlüğü yapacağı bu bölümde, akademisyenlerin görüş ve önerileri, Emek ve Toplum Dergisi'nin toplumsal sorunların çözümüne katkısının ne şekilde olabileceğine dair ipuçları verecek ve ışık tutacak.
HAK-İŞ KONFEDERASYONU 38. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ SONUÇ BİLDİRİSİ İÇİN TIKLAYINIZ...
© 2021 HAK-İŞ Konfederasyonu