ARSLAN: “İŞSİZLİK RAKAMLARI ENDİŞE VERİCİ”
Genel Başkanımız Arslan, “Ülkemizde son yıllardaki işsizlik rakamlarının endişe verici. Türkiye’nin 2023 hedefleri içerisinde yer alan işsizlik oranlarının %5 seviyelerine düşürülmesi planına atıfta bulunarak, bu planlamanın sürdürülebilir olduğunu ancak bugün gelinen noktada %10-%11 civarında olan işsizlik oranlarının Türkiye hedeflerini karşılayacak düzeyde değildir” dedi.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 26 Şubat 2015 tarihinde Hizmet-İş Bursa Temsilciler Meclisi Toplantısı öncesi basın toplantısı gerçekleştirdi ve gündeme ilişkin önemli konularda açıklamalarda bulundu.
İşsizlik oranlarının sağlıklı durumlara getirilmesi için bir an önce tedbir alınması ve düzenlemeler yapılması gerektiğini ifade Arslan, “İşsizlik oranlarının bu seviyelere gelmesini tetikleyen neden özellikle ücretlerin üzerindeki ağır vergi yüküdür. Ağır vergi yükünün sonuçları da kayıtlı çalışan oranlarını etkilemektedir” dedi.
“KAYITDIŞI İSTİHDAM”
Ülkemizde %37 civarında olan kayıtdışı istihdam oranının, sisteme getirdiği yükün göz ardı edilemeyecek düzeyde ağır olduğunu dile getiren Arslan, kayıtdışı istihdam oranı yüksekliğinin birbirini takip eden sorunlara neden olduğunu belirtti.
Arslan, “Kayıtdışı istihdam hem ülkemizin sosyal sistemindeki dengeyi bozmakta, hem çalışanları tehdit eden bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunların sonucu olarak da sendikal mücadeleye bir kısım hususlardan dolayı engel olmaktadır” dedi.
Kayıtdışı istihdam sorununun, kayıtlı işyerleri içinde tehdit oluşturduğunu ifade eden Arslan, “ kayıtdışı istihdam, kayıtlı iş yerleri için haksız rekabet unsuru olarak karşımıza gelmektedir. O nedenle hem kayıtdışı ile mücadele, hem işsizlikle mücadele de yeni bir anlayış geliştirmemiz gerekiyor” dedi.
Sorunun çözümünde anahtar rol oynayacak unsurun, ücretler üzerindeki ağır vergi yükünün kaldırılması olduğunu önemle vurgulayan Arslan, “Kayıtlı iş yerlerinde çalışanların ücretlerindeki ağır vergi yükünün, OECD ülkelerindeki oranlara çekilmesini istiyoruz. Bu düzenleme yapılırsa sonuç olarak hem kayıtlı istihdamın artmasını sağlanacak, hem de sosyal güvenlik sisteminin dengeye oturması sağlanacaktır. ” dedi.
Taşeron sistemindeki sıkıntıları da dile getiren Arslan "Başta kamu hastaneleri olmak üzere kamunun tüm alanlarında; Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM, tüm bakanlıklarda, genel müdürlüklerde, bölge müdürlükleri ve il müdürlüklerinin hepsinde taşeron işçi uygulamasın var" dedi.
“İŞ KAZALARI”
İş kazalarının yüzde 95’inin önlenebilir olduğuna dikkat çeken Arslan, her gün 4’ten fazla emekçinin iş kazasında hayatını kaybettiğini ifade etti.
Arslan, "Hayatlarının baharında, genç yaşta, onları ülkemizin geleceği için hayatlarını kazanmak için yaptıkları mücadelede önlenebilir kazalarla tabutlarla maalesef mezarlıklara göndermek zorunda kalıyoruz. Bu Türkiye’nin gelişmişliğine, yeni Türkiye olarak tanımladığımız Türkiye’nin yapısına vizyonuna yakışmıyor. Türkiye, iş kazaları konusunda maalesef Avrupa ve dünyada ön sırada yer alıyor. Özellikle ölümlü iş kazalarının yüzde 95’inin önlenebilir kaza olduğunu biliyoruz. Burada bir sorun var. İşletmeler, işveren ve hükümetimiz meseleye buradan bakmak zorunda. Bu meselenin temel yaklaşım noktası insan odaklı olmalı. Yaptığımız iş ne olursa olsun, temel olarak insan ve onun hayatı önemli olur” dedi.
Günümüzde rezidanslarda, kule inşaatlarında çalıştırılan insanların o kulenin bir aracı olarak görülüyor olmasını eleştiren Arslan, “Yer altında, madende çalışan arkadaşlarımız üç kilo kömür uğruna hayatlarını göz göre feda ediyor, bunu kabul etmek mümkün değil” dedi.
İş kazaları konusunda yeni yasal düzenleme yapmanın önemli olduğunu vurgulayan Arslan, iş sağlığı konusunda ilk kez bir yasanın çıkarılmasına rağmen kanunun uygulanabilir hale gelmesi gerektiğini belirtti.
Tüm bu çalışmaların işlerlik kazanabilmesi içinde topyekün bir zihniyet değişimine ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Arslan, "Ülkeyi yönetenler, işverenler, zihniyet değişimini gerçekleştirmesi gerekiyor. Öncelikli olarak insan hayatını esas almalıyız, bunu ötelemek, ihmal etmek ve ıskalamak bize çok pahalıya mal oluyor. Gencecik arkadaşlarımızı yılda ortalama bin 600 insanı kaybediyoruz, günde yaklaşık 5 arkadaşın bazılarını asansör, bazılarını maden kazası, bazılarını ise başka önlenebilir kazalarda kaybediyoruz” dedi.
Çin, ABD ve Kanada’nın dünyanın en büyük kömür üreticisi olmasına rağmen ölüm oranlarını aşağıya çektiğini dile getiren Arslan, “ Bu ülkeler ölümleri aşağıya indiriyor, bizdeki ölümler artıyor. Sorun bakış açısında. O yüzden hükümetin bu konuda attığı adımları destekliyoruz, kanunu önemsiyoruz. İşçiler de yasanın getirdiği kurallara uymadığı taktirde sorumlu olmalıdır” dedi.
“HAK-İŞ'TE ÖRGÜTLENELİM GELECEĞİ BİRLİKTE İNŞA EDELİM”
Türkiye’de kayıtlı sigortalı işçi sayısının 13 milyon olduğunu vurgulayan Arslan, bu işçilerden 220 bininin kamuda çalıştığını, özel sektörde ise sendikalaşmanın önünde çeşitli engeller olduğunu açıkladı.
Arslan, şöyle devam etti: "Türkiye’nin Batı ülkelerindeki yüzde 25’lere varan sendikalı işçi oranını yakalaması lazım. Bu şu an için mümkün görünmüyor. Türkiye’de endüstri ilişkiler sistemi topal ve aksak. İşverenler alabildiğine güçlü, işçiler işverenler tarafından tehdit altında, işçilerin sendikal tercihlerine müdahale ediliyor. Sendikalara üye olunması engelleniyor, Türkiye çağdaş bir çalışma hayatından uzaklaşıyor"
HAK-İŞ’in başlattığı sendikal örgütlenme çalışmaları ile Türkiye’nin bu ayıptan kurtarılmaya çalışıldığını ifade eden Arslan, “HAK-İŞ olarak sendikasız bütün işçileri örgütlenmeye davet ediyoruz. HAK-İŞ'te örgütlenelim geleceği birlikte inşa edelim” dedi.
© 2024-2025 HAK-İŞ Konfederasyonu