ARSLAN, 41. AB-TÜRKİYE KARMA İSTİŞARE KOMİTESİ (KİK) TOPLANTISINA KATILDI
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 4 Ekim 2023 tarihinde Belçika’nın başkenti Brüksel'de gerçekleştirilen 41. AB-Türkiye Karma İstişare Komitesi (KİK) Toplantısına katıldı.
Toplantıda Genel Başkanımız Arslan’a Genel Sekreterimiz Eda Akbulut ve Dış İlişkiler Koordinatörümüz Merita Yıldız eşlik etti.
Genel Başkanımız Arslan, KİK toplantısında gerçekleştirdiği konuşmasında, güncel gelişmeler ve sosyal tarafların talepleri konusunda hazırlanan rapor hakkında bilgi verdi. Arslan, “Türkiye-AB ilişkilerinde özellikle sosyal ortakların mobbing konusundaki ortak raporumuzu Türkiye’deki iki memur ve iki işçi konfederasyonu ortak hazırladık. HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ örgütlü işçilerin yüzde 90’ını temsil ediyor. MEMUR-SEN ve TÜRKİYE KAMU-SEN ise kamudaki memurların yüzde 90’ını temsil ediyor” dedi.
“Emek Hareketi Olarak Israrla Bu Sürecin Üyelikle Tamamlanmasını İsteyen Bir Kesimi Temsil Ediyoruz”
Türkiye-AB ilişkileri konusuna değinen Genel Başkanımız Arslan, Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) başvurusundan bu yana 74 yıl geçtiğini, Türkiye tarafının bütün çaba ve gayretlerine rağmen sürecin başarı ile sonuçlanamamasından dolayı emek hareketinin de AB üyeliği gerçekleşememesinden kaynaklanan kaybının büyük olduğunu vurguladı. Emek hareketi ekseninden bakıldığında AB perspektifinden vazgeçmeden çalışmaların gerçekleştirildiğini hatırlatan Arslan, “Emek hareketi olarak ısrarla bu sürecin üyelikle tamamlanmasını isteyen bir kesimi temsil ediyoruz” dedi.
Avrupa Sendikalar Konfederasyonunun da Türkiye’nin aday üyeliğini destekleyen ciddi bir katkısı olduğunu dile getiren Arslan, “Aynı zamanda uluslararası sendikal hareketten de Türkiye’nin üyeliği konusunda ciddi bir destek almaktayız. Bu da bizim aslında motivasyonumuzu da geliştirmekte ve artırmaktadır. Bütün bu süreçlerde Türkiye’nin yapması gerekenleri yapmadığı için AB üyeliğinin gerçekleşmediği konusundaki açıklamalar çok inandırıcı gelmiyor” dedi.
Türkiye’nin AB üyeliği sürecinden sadece bazı kriterlerin karşılanması ve teknik bir kısım yasal düzenlemelerden öte sorunun altında başka nedenlerin yattığını ifade eden Arslan, “Maalesef bir kısım ön yargılardan da yola çıkarak böyle bir süreç devam ettiriliyor. Bu bizi gerçekten üzüyor. Türkiye AB üyeliğini destekleyen komitemiz de bu sürecin başarıya ulaşabilmesi için yoğun bir çaba sarf ediyor” dedi.
Sosyal Diyalog Kelimesi Sihirli Bir Sözcük
HAK-İŞ’in sosyal diyalog mekanizmalarını işletmek konusunda uluslararası alanda ITUC ve ETUC başta olmak üzere süreci çok verimli kullandığının altını çizen Arslan, sosyal diyalog kelimesinin sihirli bir sözcük olduğunu ifade etti. Arslan, “Sosyal diyalogda temel yaklaşımın masada kalmak, müzakere etmek ve mutlaka bir sonuç elde edene kadar masayı devirmemek, müzakereyi devam ettirmek, anlaşamadıklarımızı bir kenara koyup, anlaştıklarımız üzerinden yürümeyi ve ısrarla bunu devam ettirmek olduğunu öğrendik. Toplu müzakerelerde, sözleşmelerde, kriz dönemlerde biz bunu işletiyoruz” dedi.
Türkiye AB Karma İstişare Komitesi’nin iki senedir toplanamamasını eleştiren Arslan, “Gerçekten anlaşılır bir durum değil. Sosyal diyaloğu, müzakere etmeyi, sorunları masada çözmeyi bize sürekli söyleyen bir yapının bazı hususları yerine gelmedi diye bundan vazgeçmiş olması gerçekten üzücü. Bu mesafe, karşıt duruşu anlamlı bulmuyoruz. Biz işçiler olarak, buradaki emekçiler olarak bu süreci gerçekten sadece teknik nedenlerle olduğuna inanmak istiyoruz ama öyle değil. Emek hareketi olarak ETUC dahil geri kabul anlaşmasını Türkiye ile AB arasında anlaşması içimize sinmedi. Temel insan haklarına, insanların bir başka yere, gerçekten savaş nedeniyle başka ülkelere göç etmesini engellemek bir insan hakları sorunu. Buna rağmen evet dedik” dedi.
Vize Serbestisi
Vize serbestisi sürecinde de benzer durumlar yaşandığı belirten Arslan, Türkiye’nin 72 kriterin 65’ini yerine getirdiğini, sürecin bir an önce çözüme kavuşması için elinden geleni yaptığını ancak 6 konuda anlaşmazlık olduğu öne sürülerek sürecin yarıda bırakıldığını ifade etti.
Fasılların Açılamaması
Türkiye’nin AB adaylık sürecinde 19. Fasılda bir çok düzenlemenin hayata geçirildiğini ancak 19. Fasılın açılamadığını belirten Arslan, “19. Fasıl Sosyal Politikalar ve İstihdam faslı. Bu fasıl ile ilgili Türkiye uzun müzakerelerden sonra pek çok düzenlemeyi hayata geçirdi. İlave düzenlemeler yapıldı, iş sağlığı ile ilgili düzenlemeler yapıldı. Etik kurullar ile ilgili düzenlemeler yapıldı. Bu konularla ilgili 19. Faslın açılması ile ilgili bütün düzenlemeler yapıldı. Bütün bunlar yerine gelmesine rağmen, 19. Fasıl açılamadı” dedi.
Fasılları Açın, Yerine Getiremediğimiz Kriterler Varsa Kapatmayın
Fasılların açılmasını, yerine getirilemeyen kriterler olsa da fasılların kapatılmaması gerektiğini vurgulayan Arslan, “Fasılları açın, yerine getiremediğimiz kriterler varsa kapatmayın. Ama bizler bunu bilelim. Fasıllarımız kapatılmamışsa süreç tamamlanmıyor. Gelin varsa eksiklerimiz masada konuşalım, tartışalım. Ama bu imkan bize verilmedi. 19. Fasılın gerekçeleri açıkça ortada. Tamamen ekonomik ve sosyal faaliyetler, sendikal hareket ve benzeri şeyleri karşıladığımız halde 19. Faslın halen açılmaması bu süreci baltalayan bir anlam yüklemektedir” dedi.
Bugüne kadar 35 faslın 16'sının açıldığını bir tanesinin kapatıldığını, diğerlerinin de bir bölümünün açılmadığını, bir kısmının da açılıp kapatıldığını dile getiren Arslan, bu süreçlerin Türkiye’deki AB üyeliğine destek konusundaki heyecanı büyük oranda aşağıya çektiğini, ancak HAK-İŞ ve beraberindeki sivil toplum kuruluşlarının Türkiye tarafındaki eksiklerin giderilmesi konusunda teşvik edici kuruluşlar olduğunun altını çizdi.
İslamofobi, Irkçılık, Ayrımcılık ve Nefret Söylemleri Avrupa’nın Hızla Çözmesi Gereken Bir Konu
Avrupa da hızla yayılan İslamofobi, ırkçılık, ayrımcılık ve nefret söylemlerinin, kendisini medeniyetin merkezi gören Avrupa’nın bir an önce çözmesi gereken sorun olduğunun altını çizen Arslan, “Bu sorun çözülemezse Avrupa’nın geleceği de tehlike ve tehdit altındadır. Bunu maalesef siyasetçiler görmüyor. Her ülkede ısrarla ayrımcılık yapanlar, aşırı sağ hareketler ve yabancı düşmanlığı, ırkçılık hızla yükseliyor. Siyasetçiler oy için bunlara ses çıkarmıyor ve bu büyüyerek toplumsal bir felakete doğru götürüyor. Bakınız İsveç’te, Danimarka’da yaşananlar ve başka Avrupa ülkelerinde yaşananlar, bir insan hakkı ve demokratik hak olarak kabul edilemez. Hangi inanç olursa olsun, hangi din olursa olsun, onun değerlerine ve kutsallarına yönelik saldırıları eğer bir demokratik hak olarak görürseniz, bir gün siz de bununla karşı karşıya gelirsiniz. Bu çifte standarttan vazgeçin. Bu nefret söylemi hem bölge hem dünya için büyük bir krize neden olabilir. Biz yaşadığımız toplumun hassasiyetlerini biliyoruz” dedi.
Asrın Felaketi; 6 Şubat Depremleri
Ülkemizin 6 Şubat’ta Kahramanmaraş ve Hatay merkezli iki büyük deprem felaketini aynı gün içerisinde yaşamasının 15 milyon insanımızı etkilediğini 50 binden fazla vatandaşımızın hayatını kaybettiğini üzüntü içerisinde ifade eden Arslan, deprem dolayısıyla ulusal ve uluslararası emek hareketinden gelen yardımlar için teşekkür etti.
Türkiye AB Karma İstişare Komitesi’nin depremin ilk anından itibaren bölgeye yönelik çalışmalar gerçekleştirdiğini dile getiren Arslan, “Depremin aynı günü toplandık ve bölge için yapılması gereken bütün öncelikleri tespit ettik ve üzerimize düşen sorumluluğu aldık. Deprem bölgesine ilk koşanlardanız. Daha sonraki süreçlerde de bölgeye ciddi şekilde katkı sağladık, ciddi şekilde rehabilitasyon katkıları verdik ve vermeye de devam ediyoruz. Biz burada gördük ki AB, Türkiye Karma İstişare Komitesi sadece Türkiye’nin AB ilişkilerini değil, aynı zamanda Türkiye içerisindeki sorunlar için de farklı çıkar gruplarını temsil etmemize rağmen, terörle ilgiliyse bir araya geliyoruz, depremle ilgiliyse bir araya geliyoruz. Türkiye’nin başka sorunları varsa bir araya geliyoruz. Aslında Karma İstişare Komitesi’nin bize emanet ettiği en güzel şey, masada olmayı, birlikte çalışmayı öğrendik. Birbirimizin rakibi olduğumuz halde, birbirimizle uzlaşmayı öğrendik. Bu dayanışmayı ve birlikteliği AB ile de gerçekleştirmek istiyoruz” dedi.
Raporun Hazırlanmasında Emeği Geçenlere Teşekkür
Hazırlanan raporun oluşturulmasında emeği geçen TÜRK-İŞ, MEMUR-SEN, TÜRKİYE KAMU-SEN ve ekiplerimize ayrı ayrı teşekkürlerini bildiren Arslan, “Gerçekten büyük bir çaba sarf ettiler. Ortak bildirimizi kişisel ve kurumsal endişelerden öte AB Türkiye Karma İstişare Komitesi’nin geleceğini de dikkate alarak bir uzlaşma yolu bulunarak bu bildirgenin mutlaka açıklanıp, ilan edilmesi gerekiyor. Bu kaygılarımızı, zorluklarımızın farkında olarak kriz noktalarını bir kenara koyalım, uzlaştığımız konuları çıkaralım. Bu yöntemi kullanarak inşallah inanıyorum ki bu bildiriyi ortak olarak imzalamış oluruz” dedi.
© 2024-2025 HAK-İŞ Konfederasyonu