ARSLAN, SERVER VAKFI PROGRAMINA KATILDI

Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 2 Ekim 2024 tarihinde Server Vakfı Konferans Salonunda, Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Bulut’un program yöneticiliğini yaptığı “Çarşamba Sohbetleri”nde çalışma hayatı, sorunlar ve çözüm önerilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Genel Başkanımız Arslan, HAK-İŞ’in tarihi ve çalışma hayatındaki öncü rolü hakkında bilgilendirmelerde bulundu. HAK-İŞ’in Türkiye’nin önemli bir sivil toplum örgütü olduğunu, sayısal rakamların dışında etkinlik ve temsil kabiliyeti olarak HAK-İŞ’i birinci sırada gördüklerini ifade etti.

Sendikalı olmanın ve sendikal örgütlülüğün önemine dikkat çeken Arslan, ülkemizde 16 milyon sigortalı işçinin çalıştığını, ancak 2,5 milyon işçinin sendikalı olduğunu söyledi.  Arslan, çalışma hayatımızda yüzde 85 oranında işçinin sendikalı olmadığı, bir temsiliyet sorununun ülkemize yakışmadığının altını çizdi. 

Genel Başkanımız Arslan, sendikal örgütlülüğün önündeki engellere vurgu yaparak, 12 Eylül süreci ile birlikte işçilerin özgür irade ile tercih yapmalarının engellendiğini, işçilerin ancak mutlak iş güvencesi ile hareket ettiği zaman sendikal örgütlülüğün önündeki engellerin en önemlisi olan sorunun ortadan kaldırılabileceğini ifade etti. 

HAK-İŞ’in tüm sendikal örgütlenme engellerine rağmen sahada büyük mücadeleler vermeye devam ettiğini hatırlatan Arslan, Türkiye kamuoyu ve çalışma hayatındaki tüm sorunlar konusunda çözüm önerileri aradığını söyledi. 

Sendikal Örgütlüğün Önemi

Sendikal örgütlülüğün ülkemizde başlıca 3 temel sorunu çözeceğine vurgu yapan Arslan, “Eğer bu ülkede sendikal hareket güçlenirse, sendikal hareket büyürse, toplu sözleşme herkesi kapsarsa öncelikle kayıt dışını önlüyoruz. Toplu sözleşme olan hiçbir yerde kayıt dışı istihdam olamaz. İkincisi sendikal örgütlülüğün olduğu işyerlerinde İş kazalarında ölüm oranları yüzde birin altına düşüyor ve son olarak adil bir gelir dağılımını önemli ölçüde gerçekleştiriyoruz” dedi.

“Bu Taksimi Kurt Yapmaz, Kuzulara Şah Olsa”

Arslan, son 5 yılda milli gelirin artmasına rağmen çalışanların yoksullaştığını belirterek, zorlukların ve kriz dönemlerinin faturasını sadece çalışan işçilerin ödemesinin doğru olmadığını ifade etti. Çalışanların milli gelirden aldığı payın yüzde 25’e düştüğünü ancak sermayenin aldığı payın yüzde 55’e çıktığını ifade eden Arslan, “Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa” dedi.

Asgari Ücrette Mevcut Ekonomik Model Sürdürülemez

Arslan, ülkemizde işçi hareketinin yüzde 50’sinin asgari ücretle çalıştığının altını çizerek, ülkemizin son dönemlerdeki ekonomik ve sosyal güçlenmesine bakarak Avrupa ve dünya standartları ile karşılaştırıldığında kabul edilebilecek bir düzeyde olmadığını, mevcut modelin sürdürülemez olduğunu ifade etti.

Ülkemizde IMF ile yapılan her anlaşmanın ekonomik ve siyasi krizle sonuçlandığını ifade eden Arslan, bugüne kadar 18 defa IMF ile anlaşma yapıldığını her anlaşmanın hüsranla sonuçlandığını belirtti. Arslan, IMF ile anlaşma yapma düşüncesinin dahi kabul edilemez olduğuna vurgu yaptı.

Arslan, çalışma hayatındaki tüm sorunlara ilişkin 3 Konfederasyonun kendi anlayışlarına uygun mitingler gerçekleştirdiğini, HAK-İŞ mitinglerinde en önemli konunun vergi sistemi olduğunu belirtti.

“Az Kazanandan Az Çok Kazanandan Çok Vergi Alınmalı”

HAK-İŞ’in alanlarda dile getirdiği bütün konuların gereğini yapmak için büyük bir mücadele verdiğini hatırlatan Genel Başkanımız Arslan, vergi sistemimiz üzerinde büyük sıkıntılar olduğunu, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması üzerine yeni bir modelin oluşturulması için Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini belirtti.

Arslan vergi sistemindeki yüzdelik dilimlerin çalışanlar için kabul edilebilir düzeyde olmadığını, Ocak ayında alınan ücretlerinin yarısının Aralık ayında eridiğini hatırlatarak ivedilikle yeni bir modele geçilmesi gerektiğini ifade etti.

Ülkemizdeki ekonomik kriz ve enflasyon sebebiyle ücretli işçilerin üzerindeki yüklerin arttığını vurgulayan Arslan, “Ciddi bir ekonomik kriz ve enflasyon ile karşı karşıyayız. Yaşadığımız ekonomik kriz yüksek enflasyonla daha da büyüdü. Alım gücümüz zayıfladı. Bizler ücretiyle yaşamak zorunda kalan emekçiler olarak yaptığımız toplu sözleşmelerin bir süre sonra anlamını kaybettiğini gördük” dedi.

Program soru-cevap bölümü ile sona erdi.