Konfederasyonumuz HAK-İŞ'in 41. kuruluş yıl dönümü ve
Genişletilmiş Başkanlar kurulu toplantısı Ankara Haymana’da yapıldı.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan Başkanlığında HAK-İŞ Yönetim
Kurulu ve 22 sendikamızın başkan ve yöneticilerinin katılımıyla 22 Ekim 2016
tarihinde Haymana'da gerçekleştirildi. Toplantı Genel Başkan Yardımcımız Mehmet
Şahin'in açılış konuşması ile başladı.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, konuşmasında Hak-iş 'in 41
yıllık tarihine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Arslan, şunları kaydetti:
"HAK-İŞ Ülkemiz İçin Vazgeçilmezdir"
"Bugün gururluyuz onurluyuz, 41 yıllık tarihin bize
yüklediği sorumlulukla kendimizi sorumlu hissediyoruz. Bundan sonra
yapacaklarımızı yeniden nefeslenme günü olarak değerlendiriyoruz. 41. yıla
giren HAK-İŞ mücadelesinin tarihinde yer alan ama aramızda bulunmayan
arkadaşlarımızı rahmetle anıyoruz.
Hak-iş ailesinin bir ferdi olarak hiçbir zaman hangi şart ve
hangi koşulda olursa olsun Hak-İş ilkelerinden taviz vermedim. Hak-iş'in
hedeflerini gözeterek yürümek kolay değildir. Sorunlarla dolu olan bir 41 yıl
olduğunu biliyoruz. 1976'dan bugünlere baktığımız zaman hep zor zamanlarda
Hak-İş doğru istikametlerde ilerlemiştir. Bunun ağır bedelleri olmuştur. Ama
bütün bunlara rağmen kuruluş ilkelerinden taviz vermedi.
İlk kurucu başkanımız Yasin Hatipoğlu'ndan başlayarak
Mustafa Taşçı'dan, Necati Çelik ve Salim Uslu'ya kadar bütün Hak-İş başkanları
bu ilkelere bağlı olarak kendilerini sorumlu hissetmişlerdir.
Bu konfederasyon özgün bir konfederasyon olarak çalışma hayatında
ki yerini koruyacaktır.
Soruşturma geçirdik, 3 yıla yakın kapatıldık. Çok badireler
atlattık ama bugün 500 bine yakın üyemizle her iş kolundaki sendikalarımızla
KKTC’deki Kamu-Sen'le büyük bir konfederasyon olduk.
Hedeflerimiz daha büyük, yürüyeceğimiz yollar daha çetin
daha zor. Bu mücadeleyi istediğimiz noktaya getirebilmek için var gücümüzle
çalışacağız.
Hak-İş değerlerini kendi değerleri olarak gören üyelerimize
sonsuz teşekkür ediyorum. Onlar yoksa bizde yokuz onun için emekçilerimiz
üyelerimiz bizim için her şeyin önündedir.
Hak-iş
Konfederasyonumuz ve sendikalarımızla beraber geleceği çok iyi okuyarak geleceğimizle
ilgili yaşanabilecekleri göz önünde alarak kuruluş ilkelerimizi bir kenara
koymadan aynı istikamette yürümeye devam edeceğiz.
Hak-iş ülkemiz için çalışanlar için vazgeçilmezdir. Türkiye
emek hareketinin Hak- iş'e ihtiyacı var. Biz yoksak önemli bir eksiklik vardır.
Hak-iş konfederasyonu ülkemiz için olmazsa olmazdır. Biz bu bilinçle bugünlere
geldik. Ama bunu daha da güçlendirmemiz lazım.
Hak-İş'i çekin, hepimiz sadece sıradan bir sendikayız. Önce
Hak-iş sonra hepimiz. Hak-iş'i önceliğe koymazsak hem sendikalarımıza hem de
Hak-İş'e büyük haksızlık yaparız."
HAK-İŞ’in kurulduğu günden beri milletin değerleriyle
barışık bir sendikacılık anlayışı benimsediğini, çalışma hayatı ve toplumsal
sorunlara dair sürekli çözüm üreten bir yapıda olduğunu belirten Arslan, “Hangi
şart ve koşullarında olursa olsun HAK- İŞ, değerlerinden taviz vermeden, bütün
engellere rağmen hedeflerini gözeterek kutlu davasında yürümeye devam ediyor.
Zor zamanlarda doğru yerde durmuş ve doğru istikamette ilerlemiştir. Bunun ağır
bedelleri olmuştur.” dedi.
HAK-İŞ’i diğer sivil
toplum örgütlerinden ayıran kendisine özgü birçok yönünün olduğunu belirten
Arslan, 1980 askeri darbesinden sonra konfederasyonun ağır bedeller ödediğini,
sendikalarının haksız yere kapatılarak yıllarca faaliyet yapmalarının
engellendiğini söyledi.
Çalışma hayatında
yapılan birçok düzenlemenin HAK-İŞ’in öncülüğünden gerçekleştiğini ifade eden
Arslan, “500 bine yakın üyemizle her iş kolundaki sendikalarımızla büyük bir
aile olduk. 13 milyon sigortalının olduğu Türkiye’de hedef 500 bin olamaz. Bu
süreçte değerlerimizden vazgeçmeden istediğimiz noktaya HAK-İŞ’i taşıyacağız.
Üyelerimiz varlık nedenimiz, onlar yoksa biz de yokuz. Onlar bizim için her
şeyin önünde ve üzerindedir. Ne yapsak ne söylesek nasıl teşekkür etsek yine
azdır.” ifadelerini kullandı.
HAK-İŞ’in Türkiye ve dünya insanlığı için vazgeçilmez bir
kuruluş olduğunu savunan Arslan, “Bu iddialı sözü bilerek ve inanarak, bunun
gerçekliğinin farkında olarak söylüyorum, Türkiye emek hareketinin Hak-İş ihtiyacı
var. Biz yoksak, bunu gerçekten söylüyorum önemli bir eksiklik vardır.”
değerlendirmesini yaptı.
FETÖ’nün darbe girişimi
Türkiye’nin 15 Temmuz’da büyük bir badireden geçtiğini,
FETÖ’nün darbe kalkışması ile aslında ülkeyi işgal etmek istediğini vurgulayan
Arslan, halkın cuntacının tanklarına karşı sokaklarda tarihi ve unutulmaz bir
zafer kazandığının altını çizdi.
Arslan, “NATO’nun ve onun en büyük ortağının da içinde
olduğu, FETÖ ihanet şebekesini 15 Temmuz darbe kalkışmasının bir işgal girişimi
olduğunun şüphesi artık ortadan kalkmıştır. O gün Türkiye’yi işgal girişimini
millet önledi. 15 Temmuz unutulmaması ve unutturulmaması gereken bir gündür.
Çünkü biz biliyoruz ki 15 Temmuzun rövanşı alınmak isteniyor" dedi.
HAK-İŞ’in yönetici kadro ve üyelerinin darbe girişiminin
püskürtülmesi için canı pahasına alanlarda mücadele verdiğini, bu uğurda da üç
üyelerini şehit olduğunu, 15’i ağır 100’ün üzerinden üyelerinin ise
yaralandığının söyleyen Arslan, “Henüz bir talimat verilmeden, meydanlara çıkın
demeden meydanlara inen bir örgütün mensuplarıyız. Ne kadar gururlansak o kadar
azdır. Ülkesi için kendisine ihtiyaç
duyulduğunu hisseden ve ülkesini savunun arkadaşlarımız hakka yürüdü.” diye
konuştu.
FETÖ başta olmak üzere PKK ve DEAŞ terör örgütlerine karşı
verdiği mücadelede hükümetin yanında yer aldıklarını dile getiren Arslan,
Türkiye’yi birlik ve bütünlüğünü hedef alan bütün şer odaklarına karşı verilen
mücadelenin destekçisi olmaya devam edeceklerini vurguladı. FETÖ’nün darbe girişiminin ilk on gününde PKK
ve DEAŞ’in Türkiye’ye yönelik eylem gerçekleştirmeyerek, bu örgütlerin FETÖ’ye
doğrudan destek verdiğini belirten Arslan, “Ne zaman ki darbe akamete uğratıldı
ondan sonra acımasız ve kalleşçe tuzaklar kurulmaya başlandı. Türkiye’de
beklenen olmadığı için bu taşeron örgütler yeniden hareket geçitler. Yeniden
Türkiye’yi bir kıskaca alarak, badireye sürüklemek istediler” dedi.
Yurtdışında darbenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini daha
çok güçlü kılmak için darbenin organize edildiği iddiasının ortaya atıldığını,
bu kara propagandalara karşı herkesin dik durarak 7 Ağustosta ortaya konulan
“Yenikapı ruhuna” sahip çıkması çağrısında bulunan Arslan şunları kaydetti:
“Farklılıklarımıza rağmen bu ülkede kardeşçe, dostça
yaşayabileceğimizi 7 Ağustosta yeni kapıda fark ettik. Bu sürece katkı veren
herkese teşekkür ettik. Bu ruhun devam ettirilmesi gerekiyor. Elbette ki
siyasetin alternatifi değiliz ama varsa bir sorun bunu birbirimizi anlayarak,
birlikte Türkiye olduğumuzun farkına vararak çözmeliyiz. Geçmişte benzer
sorunların çözümünde HAK-İŞ inisiyatif almıştır. 15 Temmuzun unutturulmaması
için sürekli hafızalarda taze kalması için yeni adamlar atmalıyız.”
Arslan, FETÖ ile yapılan mücadele kapsamında kamudaki
tasfiyeleri hatırlatarak, bu sürecin adalet ilkesinden taviz verilmeden,
mağduriyetlere yol açmadan yapılması gerektiğini söyledi.
Yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmaları
Gündemdeki yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarına
da değinen Arslan, anayasa çalışmaları ile başkanlık tartışmalarının aynı anda
yapılması gerektiğini, Türkiye’de oluşan fiili duruma hukuki bir zemin
oluşturulmasının vaktinin geldiğini vurguladı. Arslan şunları kaydetti:
“Yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmaları birlikte
yapılacaktır. Türkiye’nin nasıl bir sisteminin olacağına, millet karar
vermelidir. Toplum neyi uygun görürse başkanlık, yarı başkanlık ya da
güçlendirilmiş parlamenter sistem, başımızın tacıdır. Halkın tercihine herkesin
saygı göstermesi gerekiyor. Başkanlık sistemin tartışılması zorunludur. 367
garabetinden sonra yapılan değişiklikle yeni bir yola girilmiştir. İlk turda 52
oy alan bir cumhurbaşkanı, yüzde 50 oy alan bir başbakan ve buna göre
şekillenen parlamento var. Eğer bu fili durumu hukuki zemin taşıyamayacaksak
Türkiye yeni bir krizle karşı karşıya kalır. Türkiye’nin geleceği için halkın
vereceği karara herkesin saygı duyması gerekiyor.”
Türkiye’deki sisteme yönelik yapılan eleştirilerin hoşgörü
ile karşılanması gerektiğini, bu eleştirilere karşı katı bir tutumun
sergilenmemesinden yana olduklarını dile getiren Arslan, “Sistemin
eksikliklerini, yanlışlarını elbette tartışacağız, bununla ilgili fikirlerimizi
sunacağız. Bu tartışmaları rejim tartışmaları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsı
üzerinden yapılmasını doğru bulmuyoruz.” dedi.
Arslan, yeni anayasanın geldiğimiz noktada artık kaçınılmaz
olduğunu, meclisteki partilerin bu yönde seçim vaatlerinin olduğunu
hatırlatarak, halkın bu vaatlerin yerine getirilmesini beklediğini söyledi.
Çalışma hayatındaki aksaklıkları giderilmesi, emekçilerin
haklı taleplerinin karşılık bulması için konfederasyon olarak sürekli bir
mücadele içinde olduklarını belirten Arslan, cumhurbaşkanı, başbakan ve
bakanlar ile yaptıkları görüşmelerde çalışanların sorunlarını gündeme
getirdiklerini söyledi. Taşeron başta olmak üzere, mevsimlik işçilerin
soruları, kıdem tazminatı ve toplu iş sözleşmesi gibi konularda ortaya çıkan
sorunları uzlaşmacı bir tutum ile çözüme kavuşturulmasından yana olduklarını
belirten Arslan, hükümetin seçim vaatleri arasında yer alan taşerona kadroyla
ilgili işçilerde oluşan beklentinin karşılık bulması gerektiğini söyledi.
HAK-İŞ olarak emekçilerin zorluklarla elde ettiklerin kazanımlardan asla geri
adım atmayacaklarını da vurgulayan Arslan, emeğin ve emekçinin sesi olmaya
devam edeceklerini sözlerine ekledi.
KIBRIS
Arslan, konuşmasında Kıbrıs konusunda da değerlendirmelerde
bulundu. Arlan, "Kıbrıs'ta yönünü batıya dönmüş sendikalar var. Ama
Kıbrıs'ta Türkiye ile ilişkileri güçlendirecek Hak-İş'e bağlı Kamu-Sen var.
Kamu-Sen ve Kıbrıs ile ilişkilerimizi daha da artırmalıyız. Ne yazık ki Kıbrıs
gençleri kendileri için Kıbrıs'ta bir gelecek görememekte ve İngiltere'ye
gitmektedirler. Bunun önüne hep birlikte geçmeliyiz" dedi.
PASTA KESİMİ
Hak-İş Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısında
Hak-İş'in 41. yıl anısına pasta kesildi. Pastayı, Genel Başkanımız Mahmut
Arslan, Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve Sendikalarımızın genel başkan ve yöneticileri
birlikte kesti.
© 2021 HAK-İŞ Konfederasyonu